2 Kasım 2009 Pazartesi

Eczacıbaşı Zentiva 3 Vakıfbank GSTT 2 (Maç Yazısı)



Maçı izlemeyip de sadece skora bakan biri çok çekişmeli bir maç oynandığını, Eczacı'nın destansı bir galibiyet aldığını falan sanabilir. Ne var ki 5 setlik bu maçın 3 seti tamamen bir tarafın oynayıp diğer tarafın sahanın en güzel yerinden izlediği, oyun kalitesinin gayet vasat olduğu setlerdi. Hatta ikinci yarısı hariç 4. set de bu kategoriye girebilir.

İlk altılara baktığımızda geçen haftaya göre Vakıfbank'ta Stam ve Bahar; Eczacıbaşı tarafındaysa beklendiği gibi Neriman kesik yiyen isimlerdi. Vakıfbanklı oyuncular geçen hafta yenen tokattan sonra biraz olsun uyanmış olacaklar ki maça gayet konsantre olmuş şekilde, etkili servislerle girdiler ve ikinci teknik moladan itibaren istikrarlı bir şekilde farkı açarak ilk seti 25-17 gibi rahat bir skorla kazandılar. Aslında bu sette Vakıfbank'ın çok iyi servis attığını ya da takım olarak mükemmel oynadığını söylemek pek doğru olmaz zira hiç de öyle aman aman bir oyun oynamadılar. Servis karşılamada Eczacıbaşı'ndan bile daha kötüydüler fakat Vakıfbank'ın oyunda bu kadar üstün gözükmesini sağlayan en önemli faktör karşı tarafta Neriman'ın yerine ilk altıya giren Natalia'nın kötü demekle bile anlatılamayacak performansıydı. Biraz acımasız bir eleştiri olacak ama ilk iki sette Vakıfbank adeta 7 kişiyle oynarken Eczacıbaşı da doğal olarak 5 kişiyle oynadı desem yeridir. Natalia takımı adına ilk olumlu hareketini (bakın ilk sayısını demiyorum) yaptığında skor 18-12 Vakıfbank lehineydi. Sadece servis karşılamada yaptığı hatalar değil, yanlış müdahaleleri yüzünden savunmada çıkabilecek topların çıkamaması ve hücumda da son derece etkisiz kalması da Eczacıbaşı'nın oyundan tamamen düşmesine neden oldu. Ben uzun zamandır ilk defa tek bir oyuncunun bir takımın oyununu bu kadar kötü etkilediğine tanık oldum açıkçası. Beppe, Natalia sorununa ancak setin sonlarına doğru ikinci libero Sevinç'i oyuna alarak üstün körü bir çözüm getirdi daha doğrusu getiremedi ve Vakıfbank güle oynaya seti kazandı.

İkinci setteyse Matrix'te değil belki ama Beppe'de yine bir takım kırılmalar oldu ve üst üste dejavular yaşamaya başladık. Eczacıbaşı, Fenerbahçe karşısında olduğu gibi berbat bir ikinci set oynadı. Neriman'ın yerinde yine ilk sette olduğu gibi başrolde Natalia vardı hem de oyunun her alanında takımı adına negatif işler yapmaya devam ederek. Bir ara Natalia'nın yaptığı bir plonjon vardı. Pozisyonun devamında ayağa kalkmak isterken yine yere düşmesi fizik olarak ne kadar kötü durumda olduğunun bir göstergesi. Yine uzun süre akıllardan çıkmayacak bir set skoru görebilirdik ama Vakıfbank'ın aynı set içerisinde bile ciddi iniş-çıkışlar gösteren ve devamlılık problemleri bariz olan takım yapısı Eczacı'nın hafif direnciyle karşılaşınca fark bir ara 4 sayılara kadar düştü. Set sonuna doğru fark yeniden açıldı ve bu set de konuk takımın 25-16 galibiyetiyle sona erdi.

İlk iki set sonunda vaziyete baktığımızda Eczacıbaşı adına Mirka'nın insanüstü hücum yüzdesi dışında olumlu bir şey bulmak gerçekten zordu. Zaten skor olarak daha büyük bir fark olmadıysa bu tamamen Mirka sayesindeydi. Eczacıbaşı'nın servis karşılama sorunları bu iki sette 12 manşet hatası olarak rakamlara yansıyordu ve bu hataların neredeyse yarısı Natalia'nındı. İşin en kötü yanıysa Eczacıbaşı'nda oyunu çevirmek adına kenardan da etkili bir hamle gelmediği gibi oyuncuların surat ifadelerinden de bu maçı döndürmek için en ufak bir umut ışığı gözükmüyordu. Öyle ki Fenerbahçe karşısında en kötü anlarda bile hırsını kaybetmeyen Maja artık maç bitse de gitsem der gibi duruyordu. Normal şartlarda bu kadar dağılmış bir takımın son seti de vermesi beklenebilir ama bu noktada devreye Vakıfbank'ın kronikleşmiş sorunları girdi. 2-0'ın rahatlığıyla 3. set adeta formalite icabı sahada durdular. Bir ara fark 10 sayı civarına dayandı. Aslında Vakıfbank'ın genel oyun kurgusu ilk iki sette de çok mükemmel değildi ama aradaki asıl fark Natalia'nın bu sette kendi takımına çok katkı vermese de negatiflikten sıyrılıp en azından nötr kalmayı başarmasıydı. Bu sayede Eczacıbaşı biraz nefes alma ve hücum yapma fırsatı bulabildi. Manşetlerin iyice gevşemesiyle birlikte pasör defosu ayyuka çıkan Vakıfbank'ta Guidetti seti kurtarabilir miyim acaba diyerek yedek pasörü Arzu'yu denedi, Nikolic'i çıkarıp Stam'la manşetleri düzeltmeye çalıştı yani en azından bir takım hamleler gördük fakat bunların hiçbiri geri dönüş yapmaya yetmedi ve Eczacıbaşı 25-19'la bu seti kazandı.

Dördüncü sete Vakıfbank işi sıkı tutarak girdi ama artık karşı tarafta Vakıfbank ajanı gibi çalışan Natalia faktörü ortadan kalkmış hatta tam tersine dönmüştü. İlk defa bu setin ortalarından itibaren maç tek taraflı bir oyun olmaktan çıktı ve iki takım da oyunun direksiyonunu ele geçirmek için savaşmaya başlayınca müthiş ralliler izledik. Eczacıbaşı bu sette sadece tek bir hücum hatası yaptı o da kaçan bir servis kaynaklıydı. Vakıfbank'sa kendi hatalarıyla rakibine tam 8 sayı verdi bu sette. Sadece 3 ve 4. setlerde rakibe verilen sayı toplam 16'ydı Vakıfbank cephesinde. Bu iki setin neden kaybedildiğini anlatan en önemli rakamsal fark da bu hatalardı zaten. Vakıfbank set sonunu epey zorlasa da 25-23'lük skorla maç karar setine uzadı.

Son sete Eczacıbaşı epey iyi başlasa da teknik molaya önde giren Vakıfbank oldu. Bu andan itibaren 11-11'e kadar karşılıklı sayılarla giden sette düğüm burada kopuverdi ve Eczacıbaşı önce 14-11'e getirdiği seti 15-12 kazanarak maça noktayı koydu.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak iki takım da hala olmaları gereken noktadan çok uzaklar. Vakıfbank geçen haftaki Neslihan merkezli hücum setlerinden kurtulup daha dengeli top kullandı. Özellikle ortaların skora katkısı tam olması gerektiği gibiydi fakat bu sefer de smaçörlerin son derece etkisiz kalması sorunu ortaya çıktı. Eczacıbaşı cephesindeyse ortaların kullanımı ve skora katkıları yok gibiydi. Neşve de Borisenko da hücumda top öldürmekte çok zorlanıyorlar ki zaten Neşve'ye doğru düzgün pas bile atılmıyor. Ne var ki ortaların bu etkisizliğine karşın Eczacıbaşı'nda smaçörler biraz kıpırdanınca günün yıldızı olan Mirka maçı da Eczacıbaşı'na getirdi. Bu skor kısırlığında Eczacı'nın tek umudu Aysun'un eski formuna yakın bir şekilde dönüş yapması olabilir. Aksi takdirde Eczacıbaşı hücumda hep rakiplerinden bir-iki adım geride kalacak. İki takımın servis yönünden de iyi durumda olduğu söylenemez. Servisler iyi değil daha doğrusu istikrarlı şekilde etkili servis gelmiyor iki takımdan da. Vakıfbank'ın pasör pozisyonunda çok zayıf kaldığını da bir kez daha vurgulamak gerek. Buradaki problem iyice kronik hale gelmeden nasıl bir çözüm bulacaklar merak ediyorum doğrusu.

Olayın savunma tarafına bakarsak iki takımın da manşetlerinin çok kötü olduğunu görüyoruz. Vakıfbank'ın manşet sorunu bence çok daha ciddi boyutlarda ancak şu ana dek oynadığı rakiplerinin etkisiz servisleri yüzünden takımın manşeti olduğundan daha iyi gözüküyor. Örneğin şu arada bir Fenerbahçe Acıbadem - Vakıfbank maçı olsaydı bu manşet zaafını çok daha net bir şekilde gözlemleyebilirdik. Eczacıbaşı'ndaysa bugün Mirka'yı sık sık manşetlerde gördük. Özellikle Natalia'nın neden olduğu manşet sorunlarına karşı Beppe, Sevinç'i oyuna almak ve Mirka'ya manşet aldırarak oyun içerisinde bir takım taktiksel değişiklikler yapmak zorunda kaldı anladığım kadarıyla. Mirka'nın manşete girmesi hücumdaki performansını neredeyse hiç etkilemedi diyebiliriz. Yine de ben burada Seray hazır hale gelene dek Eczacıbaşı'nın sıkıntı yaşamaya devam edeceğine inanıyorum. Eğer Seray da burada çözüm olamazsa zaten bir transfer şart hale gelecek yoksa bu şekilde ligde şampiyonluk hayal olur.

Son bir toparlama yapmak gerekirse bu iki takımın ilk 3 haftadaki görüntüsü pek iç açıcı değil. İki takım da bir yerdeki deliği kapatsalar diğer taraftan açık veriyorlar. İlk 3 hafta sonunda şampiyonluk adaylarını epey bir izleme şansı bulduğumuz için kıyaslama yapmak da daha kolay oluyor. Şahsen ben bu iki takımın şu halleriyle Fenerbahçe Acıbadem karşısında hiçbir şansı olacağını sanmıyorum. Şu dönemde bu üç takım karşılıklı 10 maç yapsa Fenerbahçe'nin maç kaybetmesi bir yana vereceği toplam set sayısı bile 3'ü zor bulur. Neyse ki daha sezonun başındayız bu yüzden takımların toparlanmaları için uzun bir dönem var önlerinde fakat Eczacıbaşı ve Vakıfbank eğer gerekli gelişimi gösteremez ve uyum sürecini kısaltacak hamleler yapamazlarsa bu ligde en fazla ikincilik için oynarlar.

Hiç yorum yok: