19 Kasım 2010 Cuma

Fenerbahçe Acıbadem 3 Vakıfbank GSTT 1



Memlekette yatış moduyla geçirdiğim bayram tatilinin bitiyor oluşunun verdiği can sıkıntısının kendi adıma tek tesellisi bu maçtı herhalde. Federasyonun zaten ziplenmiş takvimi bir de rarlama teşebbüsüyle daha bir arada doğru düzgün antrenman yapmamış iki takımın üstelik birinin koçunun bile olmadığı bir maç izlemek ne kadar teselli oldu tartışılır tabi. Üstüne Dünya Kupası'ndan yeni dönmüş, bırakın yorgunluğu hala aradaki saat farkını  atlatıp atlatamadıkları bile belirsiz bir düzine oyuncu + koç faktörü de eklenince biraz gösteri maçı kıvamında bir final izledik.

Tüm bu faktörleri üst üste koyunca yüksek kaliteli bir maç beklersek haksızlık etmiş olurduk zaten. İki takımın 4 sette 33 hata yapmasını da mevcut koşullara bağlıyorum. Bu yüzden şu maça bakıp çok fazla teknik analiz yapmak da doğru değil. Fenerbahçe zaten kağıt üzerinde aşırı ağır bastığı maçı pek de kasmadan rahat bir şekilde kazanıp geçen sezon gibi açılışı kupayla yapmış oldu. Sarı Lacivertliler 2009 Nisan'ından bu yana Türkiye'de 1. lig seviyesinde düzenlenen 5. resmi kupayı da almış oldular böylece. Bunu yaparken de Fürst, Fafao, Seda, İpek gibi oyuncularını kullanma gereği bile duymadılar. Memlekette tatilde olan koçu saymıyorum daha :)

Kamil Söz'ün Ergül Avcı tercihi ilk başta biraz şaşırtıcı görünse de geçen sezon Nilüfer Belediyesi'nde sürekli şans bularak normal sezonun en çok blok tutan 10 oyuncusu arasına girdiğini unutmamak lazım. Bu maçta da 5 blokla maçın en çok blok yapan oyuncusu oldu. Blok demişken Fenerbahçe'nin bloklardaki ezici üstünlüğünü de söylemeden geçmek olmaz. Bu da kağıt üzerinde bakıldığında şaşırtıcı bir rakam değil. Fenerbahçe'de yan faktörler de ortalar kadar iyi blok kovalıyorlar. 

Genel olarak bakıldığında Fenerbahçe geçen yılki handikaplarını (manşet, defans, kadro derinliği vs.) aşmış görünüyor. Gamova sonrası yapılan eleştiriler de Kasia'nın varlığıyla bir nebze diner artık herhalde. Fenerbahçe'de asıl sorun çaprazda kimin oynayacağından çok servis karşılama ve defansı kimlerin yapacağındaydı. Nitekim topu havaya kaldırdığınızda vuracak adam çok Fener'de bu yüzden asıl öncelik manşet ve defans zaafıydı. Geçen sene 3-4 kişiyle savunma yapan takım görülen o ki bu yıl 5-6 aktif savunmacıyla oynayacak. Manşet olayı da iki sağlam kaleyle kontrol altına alınmış gibi. Yalnız Nihan'ın durumu biraz endişe verici göründü bana. Sakatlıktan çıkmış olması da bir handikap tabi ki fakat bu sene rakiplerin servislerdeki net hedefi Nihan olacak gibi. Fenerbahçe Sokolova-Osmokroviç ikilisiyle bu handikapı aşmakta pek zorlanmaz diye düşünüyorum. Bir de bugün Fenerbahçe yedek liberosunu kadroya alma gereği bile duymamış. Tüm sezon bunu yapmazlar sanırım. Nihan maç içerisinde sakatlansa kim liberoya geçecekti merak ettim :) Çiğdem geçerdi galiba.

Vakıfbank cephesindeyse değişen pek bir şey yok gibi. En azından artı yönde bir şey yok. Takımın en büyük sorunu servis karşılayamamaktı şu an bu sorun aynen sürüyor. Nikolic sürekli böyle kullanılacaksa rakipler oradan  bu sezon da çok ekmek yer. Kamil Söz'ün hadi çıkın oynayın rahatlığında yönettiği Fenerbahçe'ye karşı Giovanni yine bir dünya taktik ve oyuncu değişiklikleri denedi ama eldeki malzeme ortada. Onu manşetten sakla bunu manşete sokma derken oyun planı da iflas etti. Kasia'nın servise geldiği her tur Vakıfbank için adeta kabus oldu. Bir ara artık topu dışarı atsa diye beklemekten başka bir şey yapamadılar. Bu düzeyde bir takım bu kadar çaresiz kalmamalı ki geçen sene de benzer manzaraları izlediğimizi düşünürsek transfer konusunda hatalar yapıldığı ortada. Vakıfbank ciddi takviyeler yapmadığı sürece geçen seneyi arayacak gibi duruyor. Sezon başı, takım yeni toplandı falan bir çok bahane üretilebilir ama Vakıfbank konusunda çok da iyimser olamıyorum.

Yeni salon için de bir şeyler ekleyeyim. Bu yıl Eczacıbaşı mı Fenerbahçe mi aday olur bilmiyorum ama CEV bu yeni salona CL için F4 vizesini verir gibi bir his var içimde. Bu arada Federasyon da nihayet sitesini açıp bakılabilir bir hale getirmiş. Her ne kadar içerik olarak hala yetersiz kalsa da bu bile bir adımdır.