30 Kasım 2009 Pazartesi

Avrupa Mesaisi Başlıyor

Şampiyonlar Ligi, Challenge ve Cev Cup'ta 4 takımımız ilk sınavlarına çıkıyorlar. Program şöyle:



1 Aralık Salı
17.30 Eczacıbaşı Zentiva - PND VC Weert (DSpor)



2 Aralık Çarşamba
18.00 Galatasaray - Igtisatdchi Bakü (DSpor)


3 Aralık Perşembe
19.30 Fenerbahçe Acıbadem - VK Prostejov (TRT-2, Laola1 TV; 00.05 TRT-3 Bant)
21.30 Assptt Mulhouse - Vakıfbank Güneş Sigorta TT (Laola1 TV; 01.35 TRT-3 Bant)

29 Kasım 2009 Pazar

7. Hafta Değerlendirmesi



7. hafta 2 maç dışında tamamlandı. Fenerbahçe - Vakıfbank maçıyla ilgili geniş geniş yazdığımız için diğer maçlara kısaca bakalım.

Esra'sız Eczacıbaşı kolay maç trafiğinin de verdiği avantajla yoluna devam ediyor. İller Bankası servislerde pek zorlayamamış belli ki zira Neriman tam anlamıyla şov yapmış. Bu sezon Eczacı'nın Mirka endeksli olmayan tek maçı bu maç herhalde. Neriman ve Mirka aynı hücum turlarında yer almışlar. İkisinin aldığı top sayısına bakılırsa Eczacıbaşı arka alandan epey bir hücum yapmış sanırım. Neriman'ın yüksek yüzdelerinde en önemli faktör pek manşet almamış olması. Bunun da iki nedeni olabilir. Ya İller Bankası'nın servislerdeki hedefi değildi ya da çoğunlukla servisten saklandı. İller'deyse servislerin çoğunlukla Natalia'ya gittiği görülüyor. Pek istedikleri gibi gitmemiş işler. Maç boyunca iyi servis atabildiklerini sanmıyorum öyle olsaydı sadece 2 blok sayısında kalmazlardı. Yalnız Eczacı'da geçen seneki sistem neyse bu sene de aynı vaziyet devam ediyor. Geçen yıl Naz yüzünden takımın yavaş oynadığı ortaları kullanamadığı söyleniyordu şimdi Maja gibi kendini ispatlamış gayet kaliteli bir pasör var ama hala daha doğru düzgün orta hücumu yok. Bütün olay yine köşelerde. Eczacıbaşı büyük ihtimalle ilk yarıyı ikinci sırada tamamlar. Önlerindeki tek zor maç Galatasaray maçı gibi görünüyor. Şahsen Eczacıbaşı'nın Fenerbahçe dışında bir takıma yenileceğini düşünmüyorum mevcut şartlarda.

Galatasaray, İzmir'de önemli bir galibiyet aldı ama 1 puan daha bıraktı. Ligde Fenerbahçe dışındaki takımlar için 2 veya 3. sırayı almak büyük önem taşıyor zira play-offlarda final yolu buradan geçiyor. Bu yüzden kaybedilen her puan ileride çok aranabilir. Yalnız benim bu maçta anlamadığım bazı noktalar var. Maç raporuna göre Galatasaray müthiş servis karşılamış fakat ortada biri 25-13 kaybedilmiş iki tane set var. Dahası bir takım bu kadar iyi servis karşılarken nasıl %45'lerde hücum edebilir? Ya istatistikler baştan savma tutuluyor ya da Galatasaray'ın pasör sıkıntısı var. Ben her iki seçeneğe de evet diyorum. Bu yıl en az 3-4 maçını izlediğim Galatasaray'ın servis karşılama istatistikleri bu kadar iyi olamaz. Asystel - Fener, Perugia - VGS maçlarındaki statslara baktığımızda Galatasaray'ın bu dört takımı neredeyse ikiye katlayacak derecede iyi servis karşıladığı gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. Bu takımların kadro kapasitelerine bakıp sonra kağıt üzerindeki rakamları karşılaştırdığımızda ciddi bir gariplik var. Bunun nedeni de gayet açık: bu ligde birkaç takım dışında servis karşılama istatistikleri tamamen keyfi ve fazla optimist tutuluyor. Dolayısıyla Galatasaray'ın kağıt üzerindeki haliyle sahadaki gerçeklerin pek bir alakası yok. Kağıt üzerinde bu kadar iyi gözüken Galatasaray'ın Fenerbahçe, Eczacıbaşı, Odintsovo gibi ciddi takımlarla oynadığı 4 maçta sadece 1 set alabilmiş olması durumu yeterince özetliyor bence.

Nilüfer - Beşiktaş maçında Nilüfer'in yenilgisi benim için biraz sürpriz oldu. Maçı izlemedim ama Beşiktaş'ta yeni transfer Santos oynamamış. Bildiğim kadarıyla 1 haftadır takımla çalışıyordu. Bunun dışında maç raporuna bakınca gördüğüm şeylerden biri Nilüfer'in Yağmur'un üzerine yeterince servis atmadığı. Normalde Yağmur açık ara hep en çok servis karşılayan oyuncu oluyor Beşiktaş'ta. Bugünse 3. sırada kalmış. Beşiktaş'ın Nilüfer'e karşı bile ekstra hücum opsiyonu devreye sokamaması cidden düşündürücü bir durum. Her iki atağın biri yine Popovic'in elinden çıkmış ve alınan 70 sayının yarısı Popovic'ten geliyor yine. Böyle bir düzenle ilk 4 hayal Beşiktaş için. Umarım Dos Santos en azından hücumda takımı biraz dengeler çünkü  Beşiktaş'ın böyle bir opsiyona gerçekten ihtiyacı var. Popovic'in yüzdeleri ise gerçekten inanılmaz. Zaten maçı tek başına alıp götürmüş desek yeridir. Nilüfer ortadan iyi hücum yapmış ama Popovic'i durduramamışlar belli ki.  Maçın 3. setindeki istatistiklerse komedi gibi. Her iki takımın toplam 23 hatası var. Neredeyse 1 set yapıyor. Bu seti izleyip de zevk alan voleybolsever var mı merak ediyorum cidden?

Alice Blom'dan iyi haberler

Perşembe günkü Vakıfbank maçında Poljak'ın yakın mesafeden vurduğu sert smaç Blom'un suratına gelmiş ve maçı burnunda bandajla tamamlamıştı. Burnunda bir kırık olabileceği bile söyleniyordu ancak direkt kendisinden aldığım haberlere göre burnunda çarpmanın etkisiyle bir kanama olmuş sadece. Onun dışında bir sorunu yokmuş. Bu pozisyonun kendisi için iyi bir ders olduğunu ve bir dahaki sefere ellerini kaldırmadan bloğa çıkmayacağını söyledi.

27 Kasım 2009 Cuma

Fenerbahçe Acıbadem 3 Vakıfbank Güneş Sigorta TT 1



Haftalardır beklenen maçta Fenerbahçe Acıbadem Vakıfbank Güneş Sigorta'yı 3-1'lik skorla geçti. Sarı-Lacivertliler ilk kez set kaybetti ama maçı puan kaybetmeyecekleri bir skorla kazanmayı başardılar. İlerleyen günlerde bu maçın istatistiksel olarak detaylı analizlerini yapacağız o yüzden şimdilik kısaca bazı notları geçelim.

Maçın ilk setinde Fenerbahçeli oyuncularda neredeyse elle tutulacak derecede belirgin bir stres vardı. Nedenini bilmiyorum ama bu takım sezon boyunca böyle çok  maçlar oynayacak ki zaten kadrodaki oyuncular bu tarz maçlara çok alışıklar. 3-3'e kadar dengede giden ilk sette bu andan sonra önce Nikolic'le başlayıp ardından Poljak'la devam eden uzun bir Vakıfbank serisi izledik. Fenerbahçe'nin manşet alamaması bir yana yapılan hücumlarda da müthiş yüksek bir hata oranı vardı. Üstüne Vakıfbank'ın yüksek blokları da eklenince Fenerbahçe sayı alamaz hale geldi. Poljak servis serisini bitirdiğinde skor 4-12 Vakıfbank lehineydi ve bu sayıların yarısından fazlası rakip hatalardan alınmıştı. Aslında bu seride Nikolic'in çok etkili servis attığını söyleyemem ancak Fenerbahçeli oyuncularda konsantrasyon sorunu had safhadaydı. Sonrasında gelen Poljak'ın etkili servisleriyse Fenerbahçe için ölümcül oldu. Bu andan sonra bu seviyede kolay kolay set çeviremezsiniz. Fenerbahçe'deki konsantrasyon sorunu teknik molanın sonrasına dek sürdü. Bu arada Vakıfbank servislerinin gevşemesiyle birlikte taraftarın da gazıyla Fenerbahçe oyuna ortak olmaya çalıştı ve fark bir ara 3 sayıya kadar indi ancak Vakıfbank seti 25-20 kazanmayı başardı. Fenerbahçe'yi bu sette oyundan koparan etkenin manşetlerin zayıflığından çok yapılan basit hatalar olduğunu belirtmek gerek zira set sona erdiğinde Vakıfbank'ın kazandığı 25 sayının 10'u rakip hatalardan gelmişti.

İkinci set Fenerbahçe'nin oyuna asılarak başlaması beklenirken Vakıfbank, Stam'ın servisleriyle 5-0'lık bir seri yakaladı. Tam bu anda Çiğdem'in servise geçmesiyle bu sefer Fenerbahçe'nin servislerini izlemeye başladık. 7-0'lık seriyle sette ilk kez öne geçtiler. Nikolic üzerine atılan servisler Vakıfbank'ın direncini çok çabuk kırdı ve ikinci teknik moladan sonra açılan fark bir daha kapanmayınca Fenerbahçe seti 25-19 kazandı.

Üçüncü set ilk setin kopyası gibiydi. Tek fark bu sefer takımların yer değiştirmiş olmasıydı. Fenerbahçe servisleri tamamen Vakıfbank'ın zayıf halkası olan Nikolic'e yığınca rakibini iyice oyundan düşürdü. Bu bölümde Naz'ın 10-0'lık serisi gördüğüm en uzun servis serilerinden biriydi ve seti kazandıran baş faktördü. Guidetti Nikolic'i servisten saklamak için çeşitli hamleler yaptı. Gizem'e daha geniş bir alanda manşet karşılattırdı, Gözde'yi oyuna aldı, Güldeniz'i denedi fakat tüm bu müdahaleler bu kez Gizem'in manşetlerde aksamasıyla büyük darbe aldı. İlk sette Fenerbahçe'nin oyuna girememesiyle iyi bir görüntü çizen Vakıfbank'ın servis karşılama yüzdeleri de ikinci sette önlenemez bir şekilde düşmeye başladı ve bu sette tek haneli rakamlara kadar gerileyerek dibe vurdu. Fenerbahçe de sadece servis atıp blok tutarak oldukça rahat bir şekilde 25-14'le setlerde skor üstünlüğünü yakaladı. İlk sette sadece tek manşet hatası yapan Vakıfbank diğer iki sette 11 direkt manşet hatasıyla oynadı. Manşetlerin hatalı olması bir yana Vakıfbank'ın bu sette karşıladığı 23 servisten sadece 8'inde top pasörlerin eline ulaşabildi. Dolayısıyla pasörleri değiştirmenin pek bir faydası olmadı. Bu hataların üstüne blok ve hücum hatalarından kaynaklanan 12 sayı da eklenince Vakıfbank rakibine neredeyse tam bir set almaya yetecek kadar sayı kazandırdı iki sette. Neslihan'ın hastalık nedeniyle bitkin halini de hesaba katınca Vakıfbank oyundan tamamen pasifize oldu. Öyle ki bu sette tek bir blok sayısı bile kazanamadılar.

Servislerin hakimiyetinde geçen ilk üç setin ardından son sette topun çok daha fazla oyunda kaldığını gördük. İki takımdan da oldukça sağlam defans aksiyonları izledik ve epey uzun ralliler dönünce set uzun süre başa baş gitti. İşte bu noktada Fenerbahçe'ye maçı getiren iki faktör oldu. Birincisi hücum üstünlüğüydü. Oyunun sıkıştığı, hücum yüzdelerinin düştüğü, savunmaların tam konsantre olmasıyla rallilerin uzadığı kritik anlardaki toplara son noktayı koymada Fenerbahçe daha başarılı olunca setin sonlarına doğru Vakıfbank'ın direnci düşmeye ve fark açılmaya başladı. Vakıfbank tarafında direkt manşet hataları minimuma inse de toplar yine pasörlerin eline değmiyordu. Fenerbahçe de sık sık aynı durumlara düştü bu maçta ancak maçı getiren ikinci faktör de tam buradaydı. Vakıfbank'ta ikinci top pasöre gelmediğinde takım hücum kuramazken, Fenerbahçe'de ikinci top kime gelirse gelsin iyi kötü hücum aksiyonları izledik. Paslar kötü dağıtılsa bile en azından bir şekilde hücuma dönüştürülerek rakibe rahat top çıkarma imkanı verilmedi. Osmokrovic gibi havadaki her topa korkmadan smaç vurabilecek güven ve cesarete sahip oyuncuların önemi böyle anlarda ortaya çıkıyor.  Vakıfbanklı oyuncularsa direkt üstlerine gelen ikinci topları bile oyuna sokmaya çalışmadan pasörü bekleyince maçın kaybedilmesi onlar için kaçınılmaz bir hal aldı. Fenerbahçe'nin dengesiz gelen ikinci ve üçüncü toplardaki bu üstünlüğü seti 25-18 maçı da 3-1'le Sarı-Lacivertliler'e getirdi.

Bu maç bize Vakıfbank'ın mevcut kadrosundan asla verim alamayacağını gösteren önemli ipuçları verdi. Mesela Fenerbahçe üçlü hücum turlarında +18 rakamını yakalarken Vakıfbank'ın bu turlardan -16'yla çıkması önemli bir ayrıntı. Vakıfbank'ta ciddi bir pasör sorunu var. Manşetler kötü gelebilir ancak iyi toplar geldiğinde de pasör ve smaçörler arasında (özellikle ortalarla) çok ciddi uyum problemleri var. Bu seviye takımlarda minimum düzeyde olması gereken pek çok direkt pasör hatası izledik Özge'den. Vakıfbank'ın ilk 6 maçta %46 olan hücum yüzdesi bugün %31'lere kadar indi. Bu sadece kötü servis karşılamayla açıklanacak bir düşüş değil. Tabi ki Guidetti'nin Neslihan'daki anlamsız ısrarı da burada önemli bir etken oldu. Neslihan ısrarla oynamak istedi de mi böyle oldu bilmiyorum ancak bugün hücumda takımı sırtlayan Nikolic 2'ye kaydırılıp Neslihan'ı dışarı almak çok daha mantıklı bir hamle olurdu. Bu şekilde hem servis karşılamada Gizem Nikolic'i tolere etmek zorunda kalmaz hem de hücumda daha etkili olabilirlerdi. Ayrıca ciddi bir düşüşte olan Bahar'ın yerine artık biraz da Duygu'nun tercih edilmesi için daha neyi bekliyor merak ediyorum. Bugün Guidetti'nin hem oyuna müdahale hem de oyuncu tercihlerinde ciddi coaching hataları yaptığını ve kadroyu potansiyelinin epey altında kullandığını düşünüyorum.

Fenerbahçe cephesi içinse özellikle ilk iki set güzel bir tecrübe oldu diyebilirim. Şu güne kadar ligde set kaybetmek bir yana set kaybedecek durumlara bile düşmeyen takım ilk defa maç içi kriz dönemlerine girdi. Bir takım için her şeyin yolunda olduğu bir maçta değil her şeyin tepe taklak gittiği bu tarz kriz anlarında ne yapabileceği önemlidir.  Set veya maç kaybetmemek değil bir takımın bu alışkanlığı kazanması çok daha büyük bir marifet. Fenerbahçe ilk sette girdiği krizden setin sonlarına doğru çıksa da seti döndüremedi belki o kritik blok-out kararı gelmese oradan seti de döndüreceklerdi. İkinci setteyse setin başında aynı sorunlar yaşandı ama bu kez bunalımdan çok çabuk çıkıp maçın direksiyonunu ele geçirmeyi bildiler. Olaya ters açıdan bakarsak Vakıfbank'ınsa böylesi kriz anlarında bu seviyedeki maçları döndürebilecek seviyeden epey uzakta olduğunu gördük. Fenerbahçe önemli sorunlar yaşadığı bu maçta tıpkı Vakıfbank gibi sezonun en kötü hücum yüzdelerini çıkararak ortalamasının epey altına indi. Ancak servis karşılama gibi çok hassas bir faktörde genel karakterini korumayı başardı. Osmokrovic, Nihan ve Alice Blom üçlüsü ilk setteki kötü performansa rağmen oyundan kopmadılar. Vakıfbank'ın etkili servisleri karşında en azından ortalamalarının altına düşmemelerini sağlayan büyük bir efor sarfettiler oyunun devamında. Özellikle Neslihan ve Poljak'ın  etkili servislerinde çok kritik manşetleri başarıyla çıkardığını gördük bu üçlünün. Bu direnç sayesinde Fenerbahçe maç içi kriz anlarına rağmen Vakıfbank kadar keskin bir düşüş yaşamayarak dengesini yeniden kurabildi.

Bu sonuçla birlikte Fenerbahçe devreyi lider kapatmayı büyük oranda garantiledi. Aralık ayından itibaren girilecek zorlu maç trafiği öncesi Sarı-Lacivertliler için büyük bir avantaj bu. Vakıfbank'taki sorunlarsa zamanla aşılacak şeyler değil ne yazık ki. Özellikle pasör sorunu bu sezon hem lig hem de Şampiyonlar Ligi'nde  başlarını daha çok ağrıtacak. İki takım için de Avrupa maçları öncesi gayet iyi bir antrenman oldu. Darısı o maçlara diyelim ve tüm ekiplerimize Avrupa'da başarılar dileyelim.

26 Kasım 2009 Perşembe

Bireysel İstatistik Bölümü Kullanıma Açıldı

Bireysel istatistikleri de kullanımınıza açmış bulunuyoruz. Atak, Servis, Blok ve Servis karşılamayla ilgili çeşitli alt kategorilere ayrılmış Top 10 listelerine yine sağ tarafta yer alan istatistik köşesindeki logolardan ulaşabilirsiniz. Şimdilik istatistikleri toplam rakamlar üzerinden veriyoruz. Yakında set başına istatistikleri de vermeye başlayacağız. Beşiktaş takımının servis karşılama istatistiklerinin pek güvenilir olmadığını düşündüğüm için Beşiktaşlı oyuncuları en iyi servis karşılama istatistiklerine dahil etmedim zira sahadaki oyunla kağıt üzerindeki istatistikler arasında kabul edilebilirin çok ötesinde farklar var.

Görüş, öneri ve eleştirilerinizi her zaman olduğu gibi yorum bölümüne bırakabilirsiniz.

Bireysel Servis Karşılama İstatistikleri



Bireysel Servis İstatistikleri



Bireysel Blok İstatistikleri



EN İYİ 20 BLOKÖR




Bireysel Hücum İstatistikleri


25 Kasım 2009 Çarşamba

İstatistik Köşemiz Yayında

Aroma Bayanlar Ligi'nde yer alan tüm takımların ve oyuncuların istatistiklerini bulabileceğiniz istatistik köşemiz yayında. Sağ menüde en üst köşeden istediğiniz takımın linkine veya tüm takımların bir arada verildiği istatistik tablosuna erişebilirsiniz. Tabi şimdilik sadece dört takım var. Diğer takımları da vakit buldukça ekleyeceğim. İstatistikler maçtan maça değil haftadan haftaya güncellenecek. Yakın zamanda bireysel kategorilerde de TOP 5 listelerini yayınlayacağız. Bu konudaki görüş ve önerilerinizi, istatistiklerde gördüğünüz hataları yorum bölümüne bırakabilirsiniz.

Aroma Bayanlar Ligi Takım İstatistikleri

TOPLAM İSTATİSTİKLER
 


SET BAŞINA İSTATİSTİKLER
 

Karşıyaka DYO 2009-10 Sezonu İstatistikleri



TOPLAM İSTATİSTİKLER
 
  

SET BAŞINA İSTATİSTİKLER
 

Nilüfer Belediyesi 2009-10 Sezonu İstatistikleri




TOPLAM İSTATİSTİKLER




SET BAŞINA İSTATİSTİKLER
 


Beşiktaş 2009-10 Sezonu İstatistikleri




TOPLAM İSTATİSTİKLER



SET BAŞINA DÜŞEN İSTATİSTİKLER




24 Kasım 2009 Salı

Beşiktaş'tan Transfer...



Beşiktaş Bayan Voleybol takımı önceki yıllarda da ülkemizde çeşitli takımların formasını giyen Brezilyalı smaçör Tatiana Dos Santos'la anlaşmış aldığım haberlere göre. Hatta duyduğum kadarıyla takımla idmana bile çıkmaya başlamış. Beşiktaş'ın özellikle smaçörlerinde yaşadığı manşet kaynaklı sorunlara faydası olur mu göreceğiz. Hayırlı olsun diyelim.

20 Kasım 2009 Cuma

6. Hafta Programı



Ligde 6. hafta Pazar günü oynanacak maçlarla başlıyor hatta aynı gün bitiyor :) Federasyon bu kez maçları dağıtmamış. Program şöyle:

13.30 İller Bankası - Galatasaray
13.30 Beşiktaş -  Eczacıbaşı Zentiva
13.30 Ereğli Belediyesi - Yeşilyurt
15.00 Fenerbahçe Acıbadem - Karşıyaka DYO (Fenerbahçe TV)
17.30 Vakıfbank Güneş Sigorta TT - MKE Ankaragücü (DSpor)
19.00 Beylikdüzü - Nilüfer Belediyesi

Bu altı maçın son üçü Burhan Felek'te oynanacak. Yani saat 14.00 civarı salona gidenler 3 maç üst üste izleyebilirler. Daha erken giderseniz genç bayanlar maçları da var.

Kısaca maçlarla ilgili yorum yapacak olursak. İller Bankası - Galatasaray maçı haftanın en dikkat çekici maçı bence. İller Bankası ligin ciddi potansiyele sahip, istikrarlı takımlarından biri. Galatasaray'ın zaaflarını iyi kullanırlarsa çok zor bir maç olabilir. Galatasaray maçı değil belki ama 1 puanı kaybedebilir. Beşiktaş - Eczacıbaşı maçında normal şartlarda konuk takımın rahat geçeceğini söylerdim ama Esra'nın olmayışı Eczacıbaşı'nı manşetlerde zorlayabilir. Bu yüzden ilginç bir maç olacak. Yine de Eczacıbaşı favori. Bu arada DSpor'un bu maçı yayınlamasını tercih ederdim şahsen. Ereğli - Yeşilyurt maçında sanırım Taylandlılar geri dönmüş olacaklar. Bu nedenle bu karşılaşma Ereğli'nin 4 haftadır süren dibe vuruştan çıkma maçı olacaktır. Ligin diğer maçlarındaysa pek fazla bir çekişme beklemiyorum. Fenerbahçe ve Vakıfbank çok büyük aksilik olmadığı sürece puan hatta set bile kaybetmezler. Nilüfer Belediyesi'nin de tam dişine göre olan Beylikdüzü'nü rahat geçeceğini tahmin ediyorum.

Siz de kendi tahmin ve yorumlarınızı belirtmekten çekinmeyin.

Edit: Federasyon Domuz Gribi nedeniyle Nilüfer Belediyesi'nin bu haftaki A takım ve Gençler maçını ertelemiş.

Esra Gümüş Ameliyat Oldu



Kulüpten resmi bir açıklama gelmedi ama aldığım haberlere göre Ecacıbaşı Zentiva'nın tecrübeli smaçörü dün dizinden bir atraskopi operasyonu geçirmiş. Sanıyorum 1 ay kadar sahalarda göremeyeceğiz. Kendisine geçmiş olsun diyelim. Hali hazırda zaten manşet sıkıntısı çeken Eczacıbaşı Zentiva'da Esra'nın iyileşme sürecinde bu sorunlar çok daha ciddi boyutlara ulaşacak gibi. Esra'sız Eczacıbaşı'yı ilk olarak Beşiktaş karşısında izleyeceğiz. Bakalım bu durum onları ne kadar etkileyecek.

Galatasaray 3 Beşiktaş 0



Haftanın son maçında Galatasaray, Beşiktaş'ı 70 dakikada geçerek 2. sıradaki yerini korudu. Maça şöyle bir göz ucuyla bakabildim, birkaç not da almışım ama aslında öyle uzun uzadıya anlatılacak bir maç olmadı.

Beşiktaş'ın servis karşılamada yetersiz kalacağını biliyordum ama bu kadar dibe vuracağını pek tahmin etmemiştim.  İstatistik kağıdını açıp baktığınızda Beşiktaş yine iyi servis karşılamış gözüküyor ama bu takımın birincil sorunu servis karşılayamaması. Bu yüzden hep diyorum maç raporlarındaki rakamlar çok aldatıcı. Bugün de servis karşılama istatistikleriyle sahadaki oyunun taban tabana zıt olduğu bir maç izledik. Bülent Hoca ikinci sette takımın yarısını değiştirerek bir çözüm aradı ama Beşiktaş'ın eldeki kadrosunda böyle bir çözüm yok. Mutlak surette manşeti iyi bir 4 numara transfer etmek zorundalar.  Yağmur'la  Gizem'le falan bu iş çözülmez.  Halbuki Beşiktaş  gayet iyi bir kadroya sahip ama bir  tane düzgün smaçörün olmaması bütün kadronun dengesini bozuyor. Takımın potansiyelinin çok azını sahada görebiliyorsunuz. Manşet gelmedikten sonra pasör, çapraz veya ortaların çok kaliteli olması bir şey değiştirmiyor. İlk toplar böyle sağlıksız çıktığı sürece onlar da oyunu seyretmekten başka bir şey yapamıyorlar. Sağlam bir 4 numarayla Beşiktaş takımı bir seviye yukarı çıkar ve en azından bu ligde kolay lokma sınıfından kurtulur. Manşet sorunları bir yana Beşiktaş koca maçı tek bir blokla tamamlamış ki o bloğu da Deniz'in acemice yaptığı bir hücumdan  çıkartabildiler. Bu da iyi servis atamadıkalrının göstergesi. Eğer Galatasaray'ı servislerle zorlamazsanız işiniz zor. Kaldı ki Galatasaray'da servise karşı manşette çok çabuk oyundan düşebilecek isimler de var ama Beşiktaş bugün bu zaafları hiç kullanamadı. Bugün öğrendiğime göre Eczacıbaşı, hafta sonu Esra olmadan çıkacak sahaya. Bakalım Beşiktaş bu zaafiyeti kullanabilecek mi. Eğer böyle servis atarlarsa mümkün değil tabi ki. Kısacası Beşiktaş iyi sinyaller vermiyor. Gerekli transfer yapılmadığı sürece de Beşiktaş'ın her maçında benzer görüntüler izleyecek ve hep aynı şeyleri konuşacağız.

Galatasaray şimdilik gayet iyi gidiyor. Seri galibiyetler güzel fakat Fenerbahçe maçından bu yana çok da denk rakiplerle oynamadıklarını göz önüne almak gerek. Vakıfbank maçı belki bu kategorinin dışında tutulabilir lakin Vakıfbank'ın da bu sezon çok istikrarsız bir takım olduğunu düşünürsek o maçın da ne kadar sağlıklı bir gösterge olduğu tartışılır. Mesela Odintsovo karşısındaki hazırlık maçları güzel bir örnek oldu onlar açısından. 3 maçta rakibi zorlayamadılar bile. O yüzden ligdeki bu gazozuna maçlardan çok o tarz rakiplere karşı ne yaptıkları ve yapacakları önemli. Galatasaray için iki önemli sorun var: Birincisi servise karşı manşetlerde liberolar dahil güven veren bir isim yok. Galatasaray etkili servis atıldığında çok çabuk oyundan düşen bir takım. Beşiktaş bugün biraz istikrarlı servis atınca ciddi bir kopma oldu takımda ama karşı tarafın kapasitesi sınırlı olunca maçı döndürebiliyorsunuz. Aksi takdirde karşınızda alıp götürecek bir takım varsa set farka gidiyor. İkinci büyük problem hücumda bütün olayın Ivana'ya bağlı olması. Bugün yine atakların yarısında adres Ivana olmuş. Bu şekilde oynayarak Beşiktaş, Beylikdüzü gibi takımları rahatça yenersiniz ama yarın şampiyonluk adaylarıyla Play-Off maçlarına çıktığınızda sadece Ivana yetmez ve yetmeyecek de. Kaldı ki herhangi bir sakatlık durumunda alternatifi de yok.

Galatasaray için sezon başından beri yaptığım bir yorum var ve bu yorumumun hala arkasındayım. Galatasaray'ın şampiyonluktaki rakipleri kadro derinliği ve kalitesi olarak bir iki seviye yukarıdalar. Eğer Galatasaray ciddi hedefler peşindeyse aradaki bu farkı kapatabilmek için oyuncularından ekstra verim almak zorunda. Özellikle hücumda smaçör ve ortaların ekstra katkısı şart. Tabi bunun için de pasöre iyi manşet gelmesi lazım yoksa hep ilk seçenek Ivana'yı kullanmak zorunda. Ivana da gözü kapalı top atabileceğin, havadaki her toptan skor bulabilecek, her türlü bloğu aşabilecek kadar üst düzey bir isim değil. Evet şu anda takımı sürüklüyor ancak karşısındaki rakiplerin kapasitesi arttıkça Ivana'nın hücumdaki defoları da ortaya çıkacaktır. En yakın örnekler Fenerbahçe Acıbadem ve Odintsovo maçları mesela. Gerçi bu noktada Elif konusunda da ciddi şüphelerim var. İyi manşet gelse de takımı dengeli oynatabilecek mi benim için soru işareti.

Toparlamak gerekirse Galatasaray cephesinde varlığı hissedilen aksamalar bu şekilde. Bunlara bir çözüm bulunur mu bilemem ama bu düzen devam ederse sezon sonunda Play-Off yarı finali oynamakla övünür yine camia. Şahsi fikrim zaten eldeki kadroyla bu ligde bunu yapabilmek çok da övünülecek bir durum değil. Galatasaray'ın mevcut düzende bu sezon gidebileceği en üst noktayı Menezes, Krismanovic gibi isimlerin hücumdaki katkıları ve devamlılığı belirleyecek. Eğer skor yükünde Ivana'ya destek çıkarsa Play-Off finali oynamak mümkün aksi takdirde bu uzun maratonda diğer üç şampiyonluk adayı karşısında Galatasaray'ın bu kadrosunun nefesi yetmez. Tüm bu yazdıklarım bu sene hedef olarak gösterilen Challenge Cup için de geçerli. Orada da çok kolay rakipler beklemiyor Galatasaray'ı.

Son bir not da iki takımın taraftarlarına. Maçın hafta içi olması, saati, voleybola olan ilgisizlik falan bunların hepsi bir yana formaları sahaya çıksa 10 bin kişi gelir denen bu iki camianın takımlarının 100 kişiyi bile bulmayan bir seyirci kitlesinin önünde oynaması hem taraftarın hem de kulüp yönetimlerinin ayıbıdır.


19 Kasım 2009 Perşembe

Despar Perugia 3 Vakıfbank Güneş Sigorta TT 1



Fenerbahçe'den sonra Vakıfbank da bir diğer İtalyan takımı Despar Perugia'yla karşılaşmış. İlk seti Vakıfban kazanmış ama sonraki setlerde pek varlık gösterememiş ve İtalyan takımı maçı 3-1 kazanmış. Maçın setleri ve kadrolar:

Despar Perugia 3 Vakıfbank GSTT 1 (21-25, 25-16, 25-20, 25-23)

Despar Perugia:  Pincerato 4, Zetova 9, Leggeri 13, Dushkyevich 8, Lehtonen 11, Vasileva 8, Arcangeli (L), Klug 1, Quaranta 16, Weiss.

Vakıfbank Güneş Sigorta: Özge, Neslihan 20, Poljak 12, Bahar 3, Stam 9, Nikolic 4, Gözde 6, Gizem (L) 1, Maculewicz 5, Polen 1, Arzu, Güldeniz.

Takım istatistikleri:

Despar Perugia: Hatalı servis: 5; Ace: 5; Blok: 12; Mükemmel karşılama: 42%; Olumlu karşılama: 66%; Hatalı hücum: 18, Atak yüzdesi: 42%.

Vakıfbank: Hatalı servis: 10; Ace: 5; Blok: 7; Mükemmel karşılama: 20%, Olumlu karşılama 56%; Hatalı hücum: 20, Atak yüzdesi: 41%.

İzlemediğimiz bir maçla ilgili yorum yapmak abes olur tabi ki ancak istatistiklerin net bir şekilde gösterdiği üzere Vakıfbank'ta servis karşılama sorunları kronikleşmeye doğru gidiyor. Hücumda da Neslihan ve biraz da Poljak dışında istikrar sağlayabilen bir opsiyon yok. Bugün Stam ortalamasının üzerine çıkmış ama yarın muhtemelen yine normal rakamlarına döner. Kısacası Vakıfbank'ın kat etmesi gereken yol baya engebeli ve uzun. Perugia'nın İtalya Ligi'nde 4 maçta tek galibiyeti olduğunu da hatırlatalım.

18 Kasım 2009 Çarşamba

Asystel Volley Novara - Fenerbahçe Acıbadem 2. Maç (Canlı Skor)



İki takım arasındaki ikinci hazırlık maçı şu saatlerde oynanıyor. Maç antrenman maçı olduğu için mini set üzerinden oynanıyor. Yani setler servis atanın 19-18 üstünlüğüyle başlamış. Fenerbahçe iki set Naz, Gamova, Osmokroviç, Seda, Eda, Çiğdem, Nihan altısıyla oynarken, sonraki iki sette Naz/Drickx; Gamova/Blom değişikliği yapıp Seda'yı 4 numaradan çapraza kaydırıyor. Novara'da Barazza ve Logan Tom dinlendirildikleri için yoklar ama Krilova ve Flier oynuyorlar. Skoru takip etmek için sayfayı yenileyin.

İlk iki seti Fenerbahçe kazanırken, 3. seti Novara almış. Fenerbahçe'de ilk iki set pasörde Naz oynarken, 3 ve 4. sette Drickx oynamış ve Novara bu iki seti kazanmış. Ayrıca 3. sette Gamova yerine Seda görev almış.

5 ve 6. setlerde Naz yeniden oyuna girerken 5. seti Fenerbahçe, 6. seti Novara kazandı.

7. sette Fenerbahçe yeniden Drickx'le başladı ve bu seti kazandı.

8. set Novara 25-23. Setlerde durum 4-4

9. sette Fenerbahçe'de Gamova ve Naz yeniden oyuna döndüler. Fenerbahçe bu seti 25-22 kazandı. Setlerde durum 4-5 Fenerbahçe.

10. seti  Novara 25-23 kazandı. Setlerde durum 5-5

11. set Novara 26-24. Setlerde skor 6-5 Novara

12. set 25-22 Fenerbahçe. Durum 6-6

Son iki set tie-break şeklinde oynandı ve iki takım karşılıklı birer set kazandılar. Maç 7-7 sona erdi. Ayrıntıları daha sonra aktaracağım.

Asystel Volley Novara 2 Fenerbahçe Acıbadem 3



Fenerbahçe Acıbadem İtalya'daki ilk hazırlık maçında Asystel'i 3-2 yenmiş. Maçın tie-break seti 15 değil 25 sayı üzerinden oynanmış. Aystel'de Barazza, Flier ve Kirillova oynatılmamış. Set skorları:

(25-27, 25-20, 25-22, 13-25, 20-25)

Kadrolar ve skor dağılımı. Kalın harfle yazılan isimler ilk altıdaki oyuncular:

Asystel Novara: Garavaglia 1, Rosso 16, Paggi 7, Barcellini 13, Zardo (L) 1, Scarabelli (oynamadı), Sirressi (L), Kozuch 17, Tom 25, Lapi 3, Camera 1.

Fenerbahçe Acıbadem: İpek 7, Nihan (L), Songül, Dirickx 2, Blom 9, Seda 9, Gamova 19, Çiğdem 2, Osmokrovic 23, Eda 13, Naz 4, Merve (oynamadı).

Acesler: 15 - 7

Servis karşılama: Mükemmel 35%, Olumlu %60 -  Mükemmel 27%; Olumlu 53%

Atak yüzdeleri: 35% - 40%

Bloklar: 11 - 10

Krilova'nın yerine oynayan Camera 92'li altyapı oyuncusu. Son iki sette Barcellini, Paggi ve Sirressi'nin yerine tamamen altyapı oyuncuları olan Garavaglia, Lapi ve Zardo oynamış.

Fenerbahçe üçüncü seti tamamen Dricxk, Gamova ve Çiğdem yerine Naz, Seda ve İpek'le oynamış. Seda son iki sette sırayla Blom ve Gamova'yla yer değiştirmiş.

Galatasaray - Beşiktaş Maç Öncesi...




Ligin 5. haftası yarın oynanacak derbiyle tamamlanacak. İki ezeli rakibin maç öncesi durumlarına istatistikler eşliğinde bir göz atalım. Bakalım rakamlar ne diyor.

Maç Raporu Okuma: Bölüm II


Önceki yazımda yukarıdaki şekli vermiş ve daha sonra şekil üzerinden yazmaya devam edeceğimi belirtmiştim. Bu yazıda maç raporunun okunması konusuna çizdiğimiz şekil üzerinden bir ön giriş yapalım.

16 Kasım 2009 Pazartesi

Yorumsuz...



Bu hafta salonlarda bir sürü vukuat izledik. Bu görüntüler de dün Ankara'da oynanan Ankaragücü - Fenerbahçe Acıbadem maçının ilk setinde yaşanan ve karşılaşmanın uzun bir süre durmasına neden olaylardan alınmış. Sadece tek bir Pazar gününde ülkenin değişik salonlarında yaşanan bu olaylardan sonra memleketteki taraftar profilinin düzeyi konusunda başka bir yoruma gerek yok herhalde.

15 Kasım 2009 Pazar

Voleybolda İstatistik: Maç Raporu Okuma


Çoğumuzun bildiği gibi voleybol maçlarının yorumlanmasında en önemli bilgi kaynaklarından biri istatistiklerdir. Bu istatistiklerde de en sık rastladığımız kaynak, artık bir standart haline gelmek üzere olan Data Volley programıyla oluşturulan ve temel istatistiklerin yer aldığı maç raporlarıdır. Özellikle seyredemediğimiz maçlarda ne olup bittiğini bu maç raporuna bakarak anlamaya çalışırız. İşte bu rapor üzerindeki istatistik hanelerinden önemli olanların ne ifade ettiğini yukarıdaki resimde açıklamaya çalıştım. Merak edenler için yararlı olabilir. Önümüzdeki günlerde bu konuda daha geniş kapsamlı yazılar yazmaya da çalışacağım.

14 Kasım 2009 Cumartesi

Gamova'dan İnciler II




Gamova, Fenerbahçe Gazetesi'ne bir röportaj vermiş. Pek iyi bir röportaj olmamış açıkçası. Hatta buna tam olarak bir röportaj bile diyemeyiz. Gamova anlatmış bir şeyler ama şöyle dişe dokunur, vay anasını dedirtecek ilginç bir şey çıkaramadım ben. Daha derin bir içerik beklerdim böyle bir röportajdan ama daha çok havadan sudan muhabbetler dönmüş. Bunda en büyük pay tabi ki röportajı yapan kişide. Zaten bazı yerlerde anlaşılması epey zor, garip bir kurguya sahip yarım yamalak cümleler var. Kısacası beni tatmin etmekten çok uzak ama okumak isteyen buradan bakabilir. Peri, Kule, Orkide. Röportajı yapanların da kıza takmadığı lakap kalmamış :)

Indesit Şampiyonlar Ligi ve TRT


Indesit Şampiyonlar Ligi'nin başlamasına yaklaşık 2 haftalık bir süre kaldı. Ligin yayın hakları hem erkekler hem bayanlarda TRT'de bilindiği üzere. TRT'nin geçen yılki yayın politikaları ve maçların yayınlanması beklenen TRT-3'ün yarı zamanlı Meclis TV dönüşümü gibi acabaların dışında bir diğer sorun da erkek ve bayan takımlarımızın programlarındaki çakışmalar. Çok fazla değil bu çakışmalar ama zaten TRT'nin olaya bakış açısı düşünüldüğünde maçları yayınlamamak için ekstra bahane olacaktır.

Aylin Üstündağ'ın geçenlerde konuyla ilgili bir yorumunu izledim FBTV'de. Söylediğine göre TRT bu yıl da çoğu maçı gece yarılarına (o da eğer Meclis'in o günkü oturumu erken kapanırsa) denk gelecek saatlerde banttan yayınlamak niyetindeymiş. Fenerbahçe kulübünün banttan vereceğiniz maçları biz kendi televizyonumuzdan naklen yayınlayalım teklifi de reddedilmiş. Internette Laola1.tv'den pek çok maç naklen yayınlanacak ve çoğu voleybolseverin tek umudu orası ama ülkemiz şartlarında Internet yayını ne kadar sağlıklı olabilir ve geniş kitlelere ulaşabilir ki? Üstelik ülkemizde oynanan ve TRT'nin rejisiyle yayınlanan bir maç yurtdışında naklen ekrana gelirken, Türkiye'de saatler sonra banttan verilmesi son derece anlamsız bir durum. Maçları alan kanalın naklen yayınlama yükümlülüğü olduğu için CEV, geçtiğimiz yıl bu nedenle TRT'ye epey bir para cezası verdi ancak TRT maçları yayınlamaktansa para cezası ödemeyi tercih ediyor ilginç bir şekilde. İşin bir diğer enteresan tarafıysa CEV naklen yayınlanmayan maçlar yüzünden şampiyonaya katılan kulüplerimize uyarı yazıları yollayıp maçların neden canlı yayınlanmadığını soruyormuş. Haliyle kulüplerimizin bu konuda insiyatif kullanabilme gibi bir yetkisi yok zira TRT kulüplerden gelen talepleri hiçbir şekilde sallamıyor ve bildiğini okumaya devam ediyor. Yani CEV'in kulüplerden hesap sorması bir yandan anlamsız bir yandan da kulüplerimizin CEV nezdindeki itibarı açısından olumsuz bir durum arz ediyor.

Takımlarımızın şampiyonlukta bile isimlerinin telaffuz edildiği böylesine üst düzey bir turnuvada maalesef temsilcilerimizin maçlarını izleyebilmemiz tamamen birkaç tane memurun keyfine kalmış vaziyette. Bu zat-ı muhteremlerin maaşları bizim vergilerimizle mi ödeniyor? Evet. Şampiyonlar Ligi'nin yayın haklarını almak için TRT'nin ödediği ücret bizim vergilerimizden mi karşılanıyor? Evet. Peki, biz bu maçları izleyebilmek için neden bin takla atmak zorunda kalıyoruz? TRT'nin yayınlamayacağı bu maçların yayın haklarını niye satın aldığıysa apayrı bir muamma. Herhalde bütçe fazla veriyor ki harcayacak yer bulamıyor TRT. Tüm bunlar olurken birincil görevi bu spor branşını halka tanıtmak ve sevdirmek olan Voleybol Federasyonu da sanki ortada hiçbir şey yokmuş gibi yine etliye sütlüye bulaşmamayı tercih ediyor. Federasyon böylesine bir organizasyonda bile üzerine düşeni yapamazsa voleybolun bu ülkede yaygınlaşıp, sevilmesi, sponsorların desteğinin kazanılması nasıl sağlanabilir ki? Ayda yılda bir üç-beş seyircinin geldiği derme-çatma salonlar inşa edip, bunlarla övünerek mi? Ben bir sponsor olarak bu spora bir dünya yatırım yapıyorum ama yatırım yaptığım takımın Avrupa'nın en üst düzey organizasyonundaki maçları bile TV'den yayınlanmıyor. O zaman ben neden desteğimi sürdüreyim ya da yeni yatırımlar yapayım ki? Voleybol Federasyonu üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyip kulüpleri korumaya çalışmazsa kim yapacak bu işleri merak ediyorum. Badmington Federasyonu falan mı? Gerçi burada kimi kime şikayet ediyoruz ki? Federasyondakilerin zihniyetinin de TRT'dekilerden pek bir farkı yok nasılsa. Voleybol bu insanların umurunda değil, herkesin derdi altındaki koltukta. Voleybol camiası zaten dışarıya kapalı, tutuculuğun had safhada olduğu, kendi içerisinde binbir dalaverenin döndüğü bir acaip dünya. Çıkar ilişkilerine zarar gelmedikçe sesini çıkaracak adam sayısı bir elin parmaklarını geçmez bu camiada. Basın da olaydan tamamen kopuk olduğundan bu rezilliğe kimsenin bir dur diyeceği yok şimdilik. Bir ihtimal Hıncal Uluç kırk yılda bir yaptığı işe yarar eleştirilerinden birini TRT yönetimine giydirmek için yaparsa belki basının dikkati mevzuya çekilebilir. TRT de eleştirileri çok kaale alan ve gereğini yapan bir kurum değil ama belki birilerinin kafasına dank eder bazı şeyler. Kısacası voleybolseverleri bu yıl da yeni bir TRT işkencesi bekliyor anlaşılan. Bekleyip görelim. Umalım ki TRT onca eleştiriden sonra bizleri utandırsın.

5. Hafta Programı




5. Haftanın programı açıklandı. Yarın 5 maçın oynanacağı ligde bir maç da Perşembe gününe atılmış. Galatasaray-Beşiktaş derbisinin hafta içi oynanmasını uygun görmüş Federasyon. İki haftadır Galatasaray'ın maçları hafta içi oynanıyor ancak Galatasaray arada kupa maçı da oynamadığı için 14 gündür resmi maç yapmamış olacak bu karşılaşmaya çıkarken. Yayıncı kuruluşun isteği mi yoksa 50. yıldaki yoğun program mı bunun nedeni hiçbir fikrim yok. Bu hafta iki maç TV'den naklen yayınlanacak. Program şöyle:

15 Kasım Pazar

16.00 Karşıyaka DYO - İller Bankası
17.00 MKE Ankaragücü - Fenerbahçe Acıbadem
17.30 Nilüfer Belediyesi - Ereğli Belediyesi (DSpor)
17.30 Yeşilyurt - Vakıfbank Güneş Sigorta TT
18.00 Eczacıbaşı Zentiva - Beylikdüzü

19 Kasım Perşembe

19.00 Galatasaray - Beşiktaş (DSpor)

Kısaca yorum yapmak gerekirse, ligin üç silahşörü Fenerbahçe, Eczacıbaşı ve Vakıfbank için oldukça rahat bir hafta olacağa benziyor. Nilüfer Bld.'sinin de Taylandlıların yer almayacağı Ereğli'yi yenmesi yüksek olasılık. Karşıyaka - İller Bankası maçıysa ortada görünüyor. Hatta konuk takım daha istikrarlı bir görüntü verdi geçen haftalarda. İzmir'den bir galibiyet çıkarırlarsa sürpriz olmaz kendi adıma. Haftanın son maçı olan derbideyse Galatasaray galibiyete yakın gözüküyor ancak Beşiktaş'ın belli handikaplarını aşabilmesi halinde rakibini zorlaması hatta 1 puan çıkarabilmesi de olasılıklar dahilinde.

12 Kasım 2009 Perşembe

Fenerbahçe Acıbadem İtalya Maç Programı




Fenerbahçe Acıbadem önümüzdeki hafta İtalya'ya giderek Asystel Novara'yla 3 hazırlık maçı yapacakmış. Fenerbahçe açısından oldukça önemli bu maçlar zira lig fazlasıyla tüy siklet olmaya başladı sarı-lacivertliler için. Nihayet bu sezon gerçek anlamda kendilerini test etme fırsatı bulabilecekler. İtalya'da milli takımın Grand Champions maçları nedeniyle lige ara verildiğini ve takımların bol bol hazırlık maçı yaptığını da belirtelim. Aynı nedenle milli takım kampında olan Barazza, Sirressi ve Barcellini bu maçlarda oynayamayacaklar. Geçen yıl CEV Cup yarı finalinde de karşılaşmıştı her iki takım ve Novara o maçı 3-0 kazanmıştı. Maçların yerel zamana göre gün ve saati şöyle:

16 Kasım Pazartesi, 17.30
17 Kasım Salı, 20.45
18 Kasım Çarşamba, 16.30

Çarşamba günü normal bir maçtan ziyade ortak bir antrenman seansı olabilir sanırım. Tabi tüm bunları Fenerbahçe'nin resmi kaynaklarından değil Asystel'in web sitesinden öğrenebiliyoruz her zamanki gibi. Bir Fenerbahce.org'ye, bir de Asystel'in sitesine bakınca iki kulübün voleybola bakış açıları arasındaki farkları rahatça görebilmek mümkün zaten.

Beşiktaş 1 Vakıfbank Güneş Sigorta TT 3



Teledünya Türkiye Kupası'nda günün son maçında Vakıfbank, Beşiktaş'ı 3-1 yenerek çeyrek final biletini alan beşinci takım oldu. Beşiktaş'ın ilk seti kazanmasından sonra bir sürpriz olur mu acaba dedim kendi kendime ancak rakibinin kadrosundaki yetersizliklerden de yararlanan Vakıfbank buna izin vermedi.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Türkiye Kupası'nda Bugün


Beşiktaş 1 Vakıfbank GSTT 3

Beşiktaş - Vakıfbank maçıyla ilgili ilerleyen saatlerde ayrıntılı bir yazı yazacağım....


Türkiye Kupası 2. Tur Maç Programı


11 Kasım, Çarşamba 

16.30 Beylikdüzü - Eczacıbaşı Zentiva
17.00 Pursaklar Belediyesi - Nilüfer Belediyesi
18.30 Beşiktaş - Vakıfbank Güneş Sigorta TT (NTVSpor)

12 Kasım, Perşembe

13.30 Ereğli Belediyesi - Fenerbahçe Acıbadem 
17.00 Karşıyaka DYO - İller Bankası
18.30 İBA Kimya TED Kolejliler - MKE Ankaragücü 

Yeşilyurt ve Galatasaray, rakipleri turnuvadan çekildiği için maç yapmadan bir üst tura yükseldiler.

10 Kasım 2009 Salı