8 Kasım 2009 Pazar

Fenerbahçe Acıbadem 3 Yeşilyurt 0



Lider, doludizgin yoluna devam ediyor. Maçla ilgili yazılacak çok fazla bir şey yok. Fenerbahçe'nin antrenmandaymışcasına servis at, blok yap tarzı tek taraflı maçlarından biriydi. Yeşilyurt'un zaten pek zorluk çıkartmasını beklemiyordu kimse ki onlar da çok az direnebildiler. Açıkçası ben bu tarz, topun çok az oyunda kaldığı, tek taraflı maçları sevmiyorum ve bu maç da bu nedenlerle oldukça sıkıcı geçti diyebilirim.  Yine de kısa bir özet geçelim.

Fenerbahçe Acıbadem'de eleştirmek için ne bulabilirim diye bakıyorum ancak takımın şu anki düzeninde bir sorun bulmak gerçekten zor. Takımın zaafları yok mu? Var elbette. Mesela Blom ve Songül zaman zaman manşetlerde oldukça aksadılar ancak rakipler o kadar alt düzeyde kalıyor ki Fenerbahçe bu hataları çok rahat bir şekilde tolere edebiliyor. Manşetin kötü geldiği hatta ikinci topun pasöre ulaşmadığı anlardan bile sayı çıkartabilen bir takımınız varsa zaten böyle maçlarda pek bir sorun olması mümkün değil. Servislerse artık bir klasik haline gelmiş durumda. Takımda etkisiz servis atan oyuncu yok. Öyle ki Eda gibi bir oyuncunun yerine 3. pasör olan Merve'yi sokup ondan bile verim alıyor Jan De Brandt. Aslında Blom dışında çok sert servis atmıyor Fenerbahçe ancak son derece etkili taktik servisler izliyoruz ki burada aslan payı yine antrenöre gidiyor.

Fenerbahçe Acıbadem'de bugün Seda-Gamova ikilisini aynı anda ilk 6'da gördük. Bursa'da da son seti beraber oynamışlardı ama Seda hiç manşet almamıştı. Bugün de çok fazla manşetlik bir durum olmadı. Sadece 6 manşet aldı ve bunlar da istatistiklere %67 olumlu, %17 mükemmel manşet olarak yansımış. Hücumda da kendisini pek fazla zorlamadı. Sakatlığın etkisiyle pek sıçrayamadığını gördük buna rağmen akıllı top takipleriyle 4 tane blok yapmayı başardı. Fenerbahçe'de libero Songül ve çok kısa süre oyuna giren Naz hariç herkes sayı almış. Bu da Fenerbahçe'yi rakiplerinden ayıran en önemli fark şu anda. Rakipleri zayıf takımlara karşı bile hücumu tek oyuncu üzerinden kurarken Fenerbahçe hücumda müthiş bir denge yakalamış durumda. Üstelik hangi pasörün veya smaçörün oyunda olduğu hiç fark etmiyor. Aynı sistem her rakibe karşı takır takır işliyor.

Yeşilyurt cephesinde konuşacak pek bir şey yok. Onlar için hedef maçı değildi kesinlikle. Fenerbahçe karşısında her takımın düştüğü durumlara düşmeleri anlaşılabilir bir durum ve kötü takım oldukları anlamına gelmiyor. Onları muhtemelen bu yıl play-off'ta izleyebiliriz.

Fenerbahçe Acıbadem klasiğe bağladığı, girenin-çıkanın fark etmediği oyun tarzıyla Vakıfbank maçına kadar set vermeden devam edecek gibi. Fenerbahçe'nin hücum tekerine çomak sokabilmenin tek yolu Blom üzerine etkili servis yıkıp, geç blok tutmak. Yukarıda dediğim gibi sadece manşetleri bozarak Fenerbahçe'yle kafa kafaya oynayabilmek mümkün değil zira topu bir şekilde karşı sahaya hücum şeklinde gönderebilecek bir sürü silah var. Bu yüzden özellikle blok ve dublajların çok üst düzey olması  gerek. Tabi hücum ederken de Fenerbahçe'nin devasa blok gücünden de kurtulmak gibi başka bir sorunu aşmak lazım. Ancak bunu sadece bir iki rallide değil istikrarlı bir şekilde yapabilmek gerekiyor ki bu da işin en zor kısmı zaten. Servis Fenerbahçe'ye geçtiği anda diğer takımların tek yapabildiği rakibe servis idmanı vermek oluyor tabi eğer düzgün manşet alabilirlerse. Diğer takımlar Fenerbahçe'nin oyun sistemini tanımaya başladıkça daha çekişmeli maçlar izleyebiliriz diye umuyorum.



Hiç yorum yok: