14 Kasım 2009 Cumartesi

Indesit Şampiyonlar Ligi ve TRT


Indesit Şampiyonlar Ligi'nin başlamasına yaklaşık 2 haftalık bir süre kaldı. Ligin yayın hakları hem erkekler hem bayanlarda TRT'de bilindiği üzere. TRT'nin geçen yılki yayın politikaları ve maçların yayınlanması beklenen TRT-3'ün yarı zamanlı Meclis TV dönüşümü gibi acabaların dışında bir diğer sorun da erkek ve bayan takımlarımızın programlarındaki çakışmalar. Çok fazla değil bu çakışmalar ama zaten TRT'nin olaya bakış açısı düşünüldüğünde maçları yayınlamamak için ekstra bahane olacaktır.

Aylin Üstündağ'ın geçenlerde konuyla ilgili bir yorumunu izledim FBTV'de. Söylediğine göre TRT bu yıl da çoğu maçı gece yarılarına (o da eğer Meclis'in o günkü oturumu erken kapanırsa) denk gelecek saatlerde banttan yayınlamak niyetindeymiş. Fenerbahçe kulübünün banttan vereceğiniz maçları biz kendi televizyonumuzdan naklen yayınlayalım teklifi de reddedilmiş. Internette Laola1.tv'den pek çok maç naklen yayınlanacak ve çoğu voleybolseverin tek umudu orası ama ülkemiz şartlarında Internet yayını ne kadar sağlıklı olabilir ve geniş kitlelere ulaşabilir ki? Üstelik ülkemizde oynanan ve TRT'nin rejisiyle yayınlanan bir maç yurtdışında naklen ekrana gelirken, Türkiye'de saatler sonra banttan verilmesi son derece anlamsız bir durum. Maçları alan kanalın naklen yayınlama yükümlülüğü olduğu için CEV, geçtiğimiz yıl bu nedenle TRT'ye epey bir para cezası verdi ancak TRT maçları yayınlamaktansa para cezası ödemeyi tercih ediyor ilginç bir şekilde. İşin bir diğer enteresan tarafıysa CEV naklen yayınlanmayan maçlar yüzünden şampiyonaya katılan kulüplerimize uyarı yazıları yollayıp maçların neden canlı yayınlanmadığını soruyormuş. Haliyle kulüplerimizin bu konuda insiyatif kullanabilme gibi bir yetkisi yok zira TRT kulüplerden gelen talepleri hiçbir şekilde sallamıyor ve bildiğini okumaya devam ediyor. Yani CEV'in kulüplerden hesap sorması bir yandan anlamsız bir yandan da kulüplerimizin CEV nezdindeki itibarı açısından olumsuz bir durum arz ediyor.

Takımlarımızın şampiyonlukta bile isimlerinin telaffuz edildiği böylesine üst düzey bir turnuvada maalesef temsilcilerimizin maçlarını izleyebilmemiz tamamen birkaç tane memurun keyfine kalmış vaziyette. Bu zat-ı muhteremlerin maaşları bizim vergilerimizle mi ödeniyor? Evet. Şampiyonlar Ligi'nin yayın haklarını almak için TRT'nin ödediği ücret bizim vergilerimizden mi karşılanıyor? Evet. Peki, biz bu maçları izleyebilmek için neden bin takla atmak zorunda kalıyoruz? TRT'nin yayınlamayacağı bu maçların yayın haklarını niye satın aldığıysa apayrı bir muamma. Herhalde bütçe fazla veriyor ki harcayacak yer bulamıyor TRT. Tüm bunlar olurken birincil görevi bu spor branşını halka tanıtmak ve sevdirmek olan Voleybol Federasyonu da sanki ortada hiçbir şey yokmuş gibi yine etliye sütlüye bulaşmamayı tercih ediyor. Federasyon böylesine bir organizasyonda bile üzerine düşeni yapamazsa voleybolun bu ülkede yaygınlaşıp, sevilmesi, sponsorların desteğinin kazanılması nasıl sağlanabilir ki? Ayda yılda bir üç-beş seyircinin geldiği derme-çatma salonlar inşa edip, bunlarla övünerek mi? Ben bir sponsor olarak bu spora bir dünya yatırım yapıyorum ama yatırım yaptığım takımın Avrupa'nın en üst düzey organizasyonundaki maçları bile TV'den yayınlanmıyor. O zaman ben neden desteğimi sürdüreyim ya da yeni yatırımlar yapayım ki? Voleybol Federasyonu üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyip kulüpleri korumaya çalışmazsa kim yapacak bu işleri merak ediyorum. Badmington Federasyonu falan mı? Gerçi burada kimi kime şikayet ediyoruz ki? Federasyondakilerin zihniyetinin de TRT'dekilerden pek bir farkı yok nasılsa. Voleybol bu insanların umurunda değil, herkesin derdi altındaki koltukta. Voleybol camiası zaten dışarıya kapalı, tutuculuğun had safhada olduğu, kendi içerisinde binbir dalaverenin döndüğü bir acaip dünya. Çıkar ilişkilerine zarar gelmedikçe sesini çıkaracak adam sayısı bir elin parmaklarını geçmez bu camiada. Basın da olaydan tamamen kopuk olduğundan bu rezilliğe kimsenin bir dur diyeceği yok şimdilik. Bir ihtimal Hıncal Uluç kırk yılda bir yaptığı işe yarar eleştirilerinden birini TRT yönetimine giydirmek için yaparsa belki basının dikkati mevzuya çekilebilir. TRT de eleştirileri çok kaale alan ve gereğini yapan bir kurum değil ama belki birilerinin kafasına dank eder bazı şeyler. Kısacası voleybolseverleri bu yıl da yeni bir TRT işkencesi bekliyor anlaşılan. Bekleyip görelim. Umalım ki TRT onca eleştiriden sonra bizleri utandırsın.

Hiç yorum yok: