4 Aralık 2009 Cuma

Fenerbahçe Acıbadem 3 VK Prostejov 0



Fenerbahçe Acıbadem Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçında Çek temsilcisi Prostejov'u net bir skorla geçti. Ancak ben bu maçta takımı kesinlikle beğenmediğimi belirtmek zorundayım. Şampiyonlar Ligi seviyesi için konuşuyorum tabi ki. Fenerbahçe'nin hedefi F4, hatta şampiyonluksa bu hedefleri baz alırsak takımda çok ciddi sorunlar var. O yüzden maçtan çok bu sorunları konuşmak daha doğru olur.

Maç öncesi aldığım habere göre Blom'un elinde bir sorun vardı ve bu nedenle oynayamayacaktı. Bu hesapta olmayan sakatlık Fenerbahçe'de sistemi tamamen değiştiriverdi. Seda'yı zorunlu olarak ilk 6'ya yazan Jan, rotasyonu da Seda önde, Eda arkada olacak şekilde kurgulamış. Yani Nihan, Seda-Çiğdem ikilisinin arkaya geçtiği turlarda Çiğdem'le değil Seda'yla değişti. Bu da Çiğdem'in her sette bir tur dışında sürekli oyunda kalması demekti. Çiğdem libero olayından önce yetişmiş bir orta oyuncu olduğu için manşeti fena değil ancak Şampiyonlar Ligi'ni götürebilecek düzeyde bir manşeti yok. Zaten maç boyunca ciddi sıkıntılar yaşadı. Karşıladığı toplam 13 serviste sadece 2 kez mükemmel manşet alabilmiş. Jan'ın sistemdeki bu değişikliği Fenerbahçe'nin kadrosunun da Şampiyonlar Ligi için pek de derin olmadığını gösteriyor. Yedekte iyi manşet alan bir smaçör olmayınca yamalı bohça misali bir çözüm üretmek zorunda kaldılar.

Jan'ın Drickx'le maça başlayacağını zaten biliyordum ancak Fenerbahçe'deki bir diğer sorun da Naz-Drickx ikilemi. Açık konuşmak gerekirse benim her halükarda pasöre yazacağım ilk isim Naz olur. Drickx fazla köşe ağırlıklı bir oyuncu. Çoğu zaman ortaları unutuyor ki Fenerbahçe'nin en önemli silahlarından biri orta hücumları. Drickx bugün de 2. setin ortalarına kadar ortaları unuttu desek yeridir. Fenerbahçe bugün orta oyuncularını kullanarak toplamda 11 atak yapabilmiş. Bu Eda'nın Naz'la oynadığı zamanlarda tek başına yaptığı atak sayısının bile neredeyse yarısı. Fenerbahçe haftaya Dinamo karşısında ortaları kullanamazsa hücumda büyük sorunlar yaşayacaktır. Bunun altını çizelim birkez daha. Peki Drickx'in köşe oyuncularının performansına bir katkısı var mı diye soracak olursak orada da sorunlar devam ediyor. Fenerbahçe'nin köşe oyuncuları Drickx'le daha yüksek bir performans sergilemiyor. Yani Drickx bu noktada da Naz'a tercih edilmesini gerektirecek bir şey yapmıyor. Naz'ın yokluğu demek onun dinamizmi ve blok tehdidini de kullanamamak anlamına geliyor ayrıca. Drickx'in Naz'a göre tek üstünlüğü solak olmasının da avantajıyla hücumda rakip blokları yanıltan ters ataklar yapabilmesi ki o da ne kadar önemli bir tercih nedenidir tartışılır. Jan De Brandt en saygı duyduğum koçların başında geliyor ancak bu maçtaki kadro tercihi olsun, oyuna müdahaleleri olsun her manada kötü bir coaching performansı sergilediğini de açıkça belirtmek zorundayım.

Gelelim Nihan'daki anlamsız ısrara. Bildiğiniz gibi kendisinin sağ bileğinde önemli bir sorun var ancak buna rağmen iki maçtır bandajla sahaya çıkıyor. Bugün ters gelen bir top sonrası suratındaki ifadeden anlaşıldığı gibi bileğindeki sorun Nihan'ı ciddi bir şekilde etkiliyor. Nihan, Fenerbahçe'ye telafisi çok mümkün olan bu maçlarda değil ilerideki çok daha ciddi maçlarda lazım. Bugün Nihan'sız da bu maç kazanılırdı pekala ancak bileğindeki sorun daha ciddi boyutlara gelirse Fenerbahçe Nihan'ı asıl ihtiyacı olan maçlarda kullanamayabilir. Bugün o pozisyondan sonra oyuncun ne kadar devam ederim dese de artık olayı Rus ruletine çevirmeden Nihan'ın oyundan alınması gerekirdi. Fakat Nihan yine oyuna devam etti. Jan için bir eksi de buraya yazalım.

Fenerbahçe'de pek kimsenin farkında olmadığı bir diğer sorunsa Gamova. Rus oyuncuda haftalar ilerledikçe belirginleşen bir performans düşüşü var. Hareket ve refleksleri fark edilir biçimde yavaşlamış durumda. Toplar yüksek atılmıyor, paslar istediği gibi gelmiyor falan değil buradaki sorun. Direkt Gamova'dan kaynaklanan bir yavaşlama var. Eğer sezonun ilk maçlarıyla son maçlarının videolarındaki benzer pozisyonları üst üste koyup izlerseniz bu farkı net bir şekilde görürsünüz. Sanırım antrenmanlarda ağırlık çalıştırılarak fizik yüklemesi yapılıyor. Başka bir neden gelmiyor aklıma ancak aşağıdaki rakamlarda açıkça görüleceği gibi Gamova ilk geldiğindeki Gamova değil ve istikrarlı bir şekilde düşüşte. Aşağıda Gamova'nın bugün dahil son 8 maçtaki efektif ve normal hücum performanslarının karşılaştırmalı çizelgesi var. Ne kadar ciddi bir düşüş yaşadığını buradan rahatlıkla görebiliyoruz.

 

Efektif hücum nedir onu da belirteyim bu arada. Oyuncunun hatalı ve bloklanan atak girişimlerinin kazandığı sayılardan çıkarılıp kalan rakamın toplam atak sayısına bölünmesiyle elde ediliyor. Daha çok NCAA'de kullanılsa da çoğu antrenör için bir oyuncunun atak performansını çıkartmanın en doğru ve güvenilir yoludur.  Neyse görüldğü gibi Gamova'da sahada da varlığını hissettiren bir sorun var. Şimdilik bu konuda fazla konuşmadan diğer maçları bekleyip görmekte fayda var.

Fenerbahçe'nin genel manşet sorunuysa ligde onları etkilemez ancak Şampiyonlar Ligi'nde şampiyonluk için kesinlikle büyük bir handikap. Mevcut kadroyla bu handikabı aşıp şampiyon olabileceklerini açıkçası pek sanmıyorum. Fenerbahçe'nin Avrupa'nın zirvesine çıkabilmek için bir orta bir de manşeti iyi bir köşe oyuncusu transfer etmesi şart. Bu hafta Şampiyonlar Ligi'ndeki İtalyan takımlarının servis karşılama yüzdelerini Fenerbahçe'yle kıyasladığımızda özellikle mükemmel manşet yüzdelerindeki rakamlar fazla söze gerek bırakmıyor.



Olumlu
Mükemmel
Fenerbahçe Acıbadem
69%
24%
Volley Bergamo
61%
27%
Scavolini Pesaro
69%
49%
Asystel Novara
86%
45%

Şampiyon olmayı geçelim  F4'ün kapısını çalmak için bile İtalyan takımlarını elimine etmek zorundasınız. Bu yüzden Fenerbahçe'yi bu takımlarla kıyaslamak daha doğru bir yaklaşım olur. Yoksa bu kadronun yurt içindeki hedefler için zaten kıyaslanabilecek bir rakibi yok.

Avrupa'da şampiyonluk hedefi için yukarıdaki handikapların mutlaka tolere edilmesi gerekiyor. Bugün bir oyuncuda yaşanan sakatlık problemi takımın sistemini büyük oranda değiştirmesine yol açtı. Bu tarz hesapta olmayan sorunlar sezon boyu yaşanacaktır elbette. Önemli olan bu eksikliklere eldeki kadro içerisinde çözüm bulabilmek. Bugün bulunan çözümler, rakibin özellikle pasör konusunda yaşadığı sorunlar sayesinde Fenerbahçe'nin fazla başını ağrıtmadan maçı bitirmesini sağladı fakat kulvarlar daraldıkça rakiplerin seviyesinin yükseleceğini ve üstün körü çözümlerin yetersiz kalabileceğini bir yerlere not edelim.

Haftaya Dinamo'yla önemli bir maç var. Fenerbahçe'nin orta hücumları mutlaka forse etmesi gerekiyor. Sadece köşe hücumlarını kullanmak yüksek ama ağır bloklara sahip Dinamo'nun işini kolaylaştırır. Üstelik Gamova'daki form düşüklüğünü de hesaba katınca orta hücumları o maçta çok daha belirleyici bir faktör olacak. Dinamo'nun ciddi bir manşet zaafı var ve onlar da tıpkı Fenerbahçe gibi kendi liglerinde zor maç oynamamanın handikaplarını bu seviye maçlarda yaşıyorlar. Bunun yanında blok dublajları başta olmak üzere savunmadaki kapasiteleri de çok yetersiz ve fazlasıyla istismara açıklar. Fenerbahçe özellikle iyi servislerle rakibin bu bariz zaaflarının üzerine giderse grup liderliği yolunda önemli bir avantaj yakalayabilir ama Ruslarla Rus takımı gibi oynamaya çalışmayız umarım.

Neyse enseyi çok karartmaya da gerek yok fakat görünen şeyleri de yazmak zorundayız. Bu yıl çoğu taraftarın sandığının aksine Fenerbahçe için bir geçiş dönemi aslında. Asıl hedefler önümüzdeki yıla yönelik. Bu sezon yaşanacak sorunlar önümüzdeki yıl minimize edilirse asıl o zaman şampiyonluk beklentisine girmek gerekiyor. Teknik kadro da bunun bilincinde. O yüzden şimdiden özellikle taraftar forumlarında fazla gaza gelen bir kısmın aksine daha temkinli olmakta yarar var.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Jan de brant konusuna bende katılıyorum. Bence şampiyonlar ligini kazanma beklentisi bu yıl üzerinde bir baskı yaratmış bu yüzden hata yapmamak içinde takımda değişiklik yapmaktan kaçınıyor gibi geliyor bana, geçen seneki brand çok daha neşeli, enerjik bir insandı bu yıl ise çok daha ciddi bir görüntüsü var. Aynı baskının tüm takımda özellikle de türk oyuncularda olduğunu düşünüyorum bu yılki en büyük dezavantaj bu olacak bence. Pasör konusu ise beni en çok endişelendiren konulardan biri bence iki pasörde kötü değil ama avrupa şampiyonluğu hedefleyen bir takımın yükünü taşıyacak düzeyde değiller bence böyle bir takım kurulmuşken daha üst düzey ve tecrübeli bir pasör transfer edilmeliydi diye düşünüyorum o zaman şansımız daha fazla olurdu.Nihanın ve sedanın manşetlerin de ilerde daha iyi olsalarda kritik maçlarda dezavantaj yaratacağı kesin.Servis,blok,hücüm oyuncularının kalitesi ve savunmadaki mücadele ise takımdaki olumlu yanlar. Bütün bu avantaj dezavantajlarla birlikte bu kadronun gruptan 1. çıkıp final foura kalacağını düşünüyorum ama italyan takımlarına karşı ne yaparlar bilemem.

Adsız dedi ki...

alde ;

Bazı yorumlarına katılmıyorum. Drickx ortaları gerektiği gibi kullanmıyor bu doğru ama Naz'ın CL de önemli maçlarda oynaması demek FBA nın intiharı demektir. Bunu geçen yılki F4 te çok iyi gördük. İyi bir Fenerbahçe taraftarıyım ama şunuda açıkça söylemeliyim ki Fenerbahçe Acıbadem 'in geçen sezonki şampiyonluğunda Naz'ın da katkısı büyüktü. Eczacı adına öyle kötü bir final serisi çıkarttı ki hayatımda gördüğüm en kötü pasör performanslarından biriydi. Gamova ya gelecek olursak o hep böyleydi. Ben zaten Gamova transferini oldum olası gereksiz buldum. Son World Grand Prix performansı inişli çıkışlıydı. Adeta şampiyonluk maçı olan Brezilya karşısında önemli anlarda oldukça silikti. Gamova nın en skorer olması çoğu kişiyi yanıltıyor. Oldukça istikrarsız bir oyuncu aslında. Bunu Ruslarda dile getiremiyor ama ben Gamova'nın final oyuncusu olduğunu düşünmüyorum. Geçen sezonki CL finalini hatırlayacak olursak , Gamova oyunun sonlarında aldığı topları öldürseydi Moskova 3-1 ile CL yi alacaktı. Tabi tüm bunlarda ki tek suçlu Gamova değil ama çok abartılıyor kendisi , doğal olarakta beklenti büyük oluyor.

Naz ortaları fazla kullanır demişsin , haklısın ama bunu Dinamo Moskova'ya yapamaz , Naz teknik olarak ortalara öyle ahım şahım pas veren bir oyuncu değil üstelik yavaşta , açıkcası Moskova maçında ortalar fazla kullanılırsa bu durum FBA nın mağlubiyetini kolaylaştırır. FBA için en iyi çözüm iyi manşet olacaktır fakat gerek Gamova gerekse Nati yüksek Moskova blokları karşısında çaresiz kalabilir.

Toparlayacak olursam favorim Moskova ama FBA kazanırsa şaşırmam da...

Son olarak sana bir önerim olacak. Yaptığın istatistik çalışmaları çok hoş . Fakat FBA için daha sağlıklı fikir edinilebilinmesi açısından FBA değerlendirmelerini ,

2 Eczacı 1 Vakıf ve son Prostejov maçlarını kapsayacak şekilde yapman daha sağlıklı olur.

Lars Louchek (sean)

Güray Gürsoy dedi ki...

Çok cesur ve yerinde yorumlar Serdar
tebrik ediyorum.
Ayrıca havalarda uçmayan,ayakları yere basan
birini daha görmekten memnun oldum.
Açıkcası forumlarda tipik başarının getirdiği ilgi ile takımla ilgilenmeye başlayan ve yorum yapan kişilerin yazdığı gazlamalar ve olumsuzlukları gözardı eden yorumları fena halde
beni rahatsız ediyordu.
Önemli sorunlar var takımda ama kazanırken
''Kazanan her zaman haklıdır'' klişesi ile
es geçiliyor.
Yazımda da belirttim ,manşet çok ciddi zayıf
karnımız ve şu takım kimyasında çözülmesi de zor görülüyor.
Koyulan yüksek hedefler için ciddi handikap.
Ayrıca dün de gördük top öldürmekte zorlanıyoruz.
Sen Gamova konusunu çok doğru ve cesurca dile
getirmişsin.Bravo.
Millet taptığı için gördüğümüzü açıkca yazamıyoruz ama giderek formu düşüyor.
Bu da önemli bir sorun.
Ben de sean'e katılıyorum onun yerine
Manşet ve hücumu iyi olan bir 4 numara alınmalıydı.
Jan de Brandt konusunda da yazdıklarına
katılıyorum dün biraz formsuzdu diyelim :))
Pasör konusunda yalnız pek katılmıyorum.
Diricks evet ortadan daha az oynattı ama
kötü değildi,beğendim.
Ayrıca Naz'ın da çok bir artısını görmüyorum
Diricks'ten.Blok,defans,dinamizm Onda da var.
Diricks daha tecrübeli ve soğukkanlı.
Solak avantajını da zaten yazmışsın.
D.Moskova maçı çok zor geçecek.
Ben şansımızı az görüyorum.
3-2 kaybetmeye razıyım.

alde dedi ki...

@ Lars

Yazıda belirttiğim gibi Gamova'daki olay karakteristik form düşüklüğü değil. Fiziksel olarak onu yavaşlatan bir şey var. Çok rahat öldürmesi gereken toplar bloğa bile değil direkt fileye takılıyor. Direkt auta atsa neyse. Takımın antrenman programını öğrenebilirsem bu konuda başka bir yazı yazacağım. Ağırlık çalışması yaptıklarını tahmin ediyorum. Geçen yıl CL'de şampiyonluğun kaybedilmesinde baş faktör Gamova'dan çok son sette krize giren Krilova'ydı.

Naz'ın geçen seneki şampiyonluğun kaybedilmesinde baş faktör olduğu ağızlara sakız oldu nedense. Eczacıbaşı'nda Naz yok artık. Biri bana söyler mi takımda pasör değişince şu değişti diye? Maja kötü bir pasör mü? Bence bugün VGS'de olsa takıma level atlatacak derecede iyi bir pasör ama Eczacı'da değişen bir şey yok. Takımın asıl sorunu Beppe. Bunu blogta da mütemadiyen söylüyorum.

Ayrıca Naz bu bahsettiğin 4 maçın üçünde ilk veya tek pasördü. Drickx'se Nilüfer, Ankaragücü gibi takımlara karşı aynı pozisyondaydı. Buna rağmen smaçörlerin performansında Drickx'in getirdiği ekstra bir durum yok. Naz ortalara çok yüksek kalitede pas atmıyor diyorsun ama Drickx'in köşe pasları çok mu iyi? Pasör konusunda direkt takımdaki smaçörlerin ağzından duyup da buraya yazamadığım şeyler de var. Onu da belirteyim. Moskova'yı da ortadan geçemezsen nasıl geçeceksin ki? Köşelerde Blom'la mı?

@Gürol Abi

Moskova genel olarak bizden daha narin yapıda bir takım. İstikrarlı servis maçın anahtarı.

Özgür dedi ki...

"Manşet" kelimesinin "yorum" demek olduğunu şu an öğrendim! :)
En azından tebrik etmek için bir uğrayayım dedim.

Fenerbahçe Acıbadem ile ilgili değerlendirmeleriniz kesinlikle doğru.

Pasörlerle ilgili küçük bir ayrıntı paylaşmak istiyorum. Bu maçta Frauke'nin Eda'ya attığı iki tane çok güzel tek ayak hücumu pası vardı. Muhteşemdi. Rakip bloğu öyle bir düşürdü ki Eda vurduğunda topun sesini ben televizyon başından bile duydum!

İyi pasörün özelliklerinden biri de bence kime ve nereye atacağını son saliseye kadar sezdirmemektir. Bakın bunu Arslan çok iyi yapar mesela. Genelde maçları izlerken pasörün topu nereye atacağını tahmin etmeye çalışırım. Bloğun nerede çıkması gerektiğini sezmeye gayret ederim. (Keyifli oluyor. Size de tavsiye ederim.) Bu konuda Frauke Naz'dan daha iyi. Ama bu da tamamen tecrübeyle kazanılan bir şey. Ve tabii ki tek ve en önemli kıstas değil.

Ama Naz mı Frauke mi? Bence Naz. Çünkü geleceği var. Ve potansiyeli de. Ve Brandt'ın onu çok iyi yetiştireceğine de eminim.

Benim bu sene tek endişem beklentilerin çok yüksek olması. Bir iki maçı daha izleyip Gürol abinin yeni voleybol blogunda yazmayı düşünüyorum (Reklam da yapmış olduk). Bizim camia çok garip. Hep başarı istiyoruz. Ve bu aslında bizi çok yıpratıyor. Bence hedef bu sene değil gelecek sene olmalı. Bütün sözleşmelerin 2 yıllık yapılmış olması da bunun göstergesi. Mehmet Ali Aydınlar'ın programı da o anlaşılan. Ama camiada öyle bir "Avrupa'da kupa kompleksi" var ki (kimse kusura bakmasın), bütün umudumuzu voleybolcu kızlarımıza bağladık.
Bir diğer endişem de Aziz Yıldırım faktörü. Baskette işler kötü gidiyor. Futbolda da kötü giderse, başarısızlığı örtmek için bayan voleybolu öne çıkarmasından korkuyorum.

Ama bu yıl şampiyon olacak gücümüz yok bence. Takımın sizin de belerttiğiniz pek çok eksiği var. Her takımın eksiği olur. Hangi takımın hem manşeti hem servisi hem hücumu hem defansı hem pasörü hem çaprazı hem liberosu hem smaçörü hem ortası... (liste uzar) iyi ki zaten. Önemli olan güçlü yanlarınızla zayıflıklarınızı kapatmaktır. Bu da iyi bir yardımlaşma, takım olabilme ve takım tecrübesiyle yani birlikte oynamanın yarattığı sinerjiyle mümkün.

Bunu bu sene yenile yenile kazanırız. Keşke ligde Vakıfbank'a falan yenilsek, işler biraz kötü gitse de o yardımlaşma duyguları artsa... Ama camiadaki ve belki de Aziz Yıldırım'daki o kupa beklentisi kızlara o krediyi bu sene vermeyecek diye korkuyorum. F4'e kalıp şampiyon olamazsak yine "bir takım kelleler gider" diye endişeleniyorum.

Adsız dedi ki...

Gürol Hocam selamlar... Yorumlarınıza hasret kaldık , Antu'ya üye olmak gibi bir düşüncem olmadığı için orada ne yazıyorsunuz bile bilmiyorum en güncel yorumlarınızı okumak isterim. (blog vs.) Bu arada yorumlarınızın büyük bölümüne katılıyorum geçmişte olduğu gibi bugünde aynı fikirlerde olduğumuzu görmek mutluluk verici.

Saygılar

Lars Louchek (sean)

Adsız dedi ki...

Sezon başında düşüncem şuydu ki; bence şu anda avrupanın en iyi hücüm gücüne sahip fba nın manşetteki sorunlar,tecrübesizlik vs gibi eksilere rağmen çok etkili ve yüksek yüzdeyle hücüm ederek rakiplerine üstünlük sağlayacağı hatta şampiyonlar ligini kazanabileceği yönündeydi fakat bırakın şampiyonlar ligini ligte bile zaman zaman hücüm etmekte zorlandıklarını görüyorum ,bunun nedeni manşetin tahminimden de kötü olması ve hücümda organize olunamaması, osmokroviç aslında çok yüksek yüzdeyle top öldürmesine rağmen kötü gelen paslar yüzünden çoğunlukla hücüm edemiyor ve plase atmak zorunda kalıyor, gamovaya gelen paslar da alçak ve fileye yakın oluyor. Şu ana kadar fbanın rahat götürmesinin nedeni çok iyi servis atmaları ve rakiplerin de çok kötü manşet aldığı için uzun olan fba bloğunun da çok iyi yerleşmesi,hareketli bir savunmanın olması ve bloktan seken topların savunmadan çıkarılması sonucunda rakiplerin hücüm yüzdesinin çok düşük rakamlarda kalmasıydı. Fakat iyi manşet alan takımlar hızlı veya ortadan oynadıklarında blok yerleşiminde de sorunlar başgösteriyor o yüzden rakibin hücüm yüzdesi de yüksek oluyor bu eczacıbaşı,vakıfbank ve bu maçta rakibin iyi manşet aldığı dönemde görüldü fakat 3 takımda genel olarak manşet sorunu yaşayan takımlar.Bence fba avrupadaki şampiyonluk adayı takımlara karşı sadece servis, blok ve savunmada iyi mücadele ederek kazanamaz, mutlaka daha iyi manşet alınması pas organizasyonunun daha iyi yapılması sonuç olarak yüksek bir hücüm yüzdesinin yakalanması gerekiyor onu yapabilecek hücüm oyuncularına da sahipler fakat manşetçi,pasörlerin daha istikrarlı oynamaları şart.

Güray Gürsoy dedi ki...

Gürol Hocam selamlar... Yorumlarınıza hasret kaldık , Antu'ya üye olmak gibi bir düşüncem olmadığı için orada ne yazıyorsunuz bile bilmiyorum en güncel yorumlarınızı okumak isterim. (blog vs.) Bu arada yorumlarınızın büyük bölümüne katılıyorum geçmişte olduğu gibi bugünde aynı fikirlerde olduğumuzu görmek mutluluk verici.

Saygılar

Lars Louchek (sean)

************
Serkan'cım Merhaba.
Uzun süre sonra karşılaşmak çok sevindirici.
Sağolasın mesajın için.
Antu dahil hiç bir forumda yazmıyorum.
2 tane blogum var orada yazıyorum.
http://fenervoleybol.blogspot.com/
http://golsmacservis.blogspot.com/
Yorumlarını bekliyorum.
Selamlar - Sevgiler.

Son yorumu yapan Adsız arkadaşımızı da
kutluyorum.Çok doğru tespitlerde bulunmuş.