25 Aralık 2009 Cuma

Fenerbahçe Acıbadem 3 İller Bankası 0


 Fenerbahçe Acıbadem, ligin kalburüstü takımlarından biri olan İller Bankası'nı da 3-0'la geçerek nihayet çok ihtiyaç duyduğu devre arasına sıfır kayıpla kendini atmayı başardı. Bu maçın öncesinde de rakip ne kadar dirençli olsa da sürpriz bir puan kaybı beklemiyordu kimse. 17 resmi maçta sadece 2 set kaybederek etkileyici bir performansla son yıllarda görmediğimiz bir dominasyon kurdu Sarı-Lacivertliler.

İller Bankası, bu ligde nerede nasıl oynaması gerektiğini en iyi bilen ve kadrosu elverdiğince gittiği yere kadar maçı götüren bir takım. Bugün de maç boyunca rakibinin zaafları neyse onları kullanmaya çalıştılar. Fenerbahçe'nin servis karşılamada 2 zayıf halkası var. Üzerlerine oynandığında hata yapmaya meyilli Songül ve Seda. Jan de Brandt bugün Eda, Naz, Osmokroviç ve Nihan gibi oyuncularını dinlendirerek başladı maça. Osmokroviç'in yokluğunun manşette neden olacağı sıkıntıyı da uzun süredir oynamaya hasret kalmış Blom'la telafi etme yoluna gitti. Böyle bir ortamda İller Bankası yapabileceği en akıllı taktiği uyguladı. Servislerde sürekli Seda'yı o öndeyken de Songül'ü buldular. Bunun semeresini de ilk sette uzun süre 3-4 sayılık farklarla önde götürerek aldılar. Tabi rakibin ne kadar zaafları olsa da İller Bankası'nın kapasitesi de bir yere kadar yetiyor. Fenerbahçe ilk sette 13-13'ü yakaladıktan sonra rakibinin direncini tamamen kırdı. İller'de de Meryem'e destek olacak bir skorer çıkmayınca 12-4'lük bir seriyle seti aldılar.

İkinci sete Fenerbahçe Blom'un servis şovuyla başladı. Smaç servis benim pek taraftarı olduğum bir servis stili değil aslında. Bir kere hata yapma riski yüksek. Yani smaç serviste bir oyuncunun seri yakalaması kolay bir şey değil. İkincisi servis atan oyuncuyu fizik olarak hayli yıpratıyor. Üçüncüsü float servise göre tahmin edilebilirliği ve karşılanması daha kolay. Eminim çoğu manşetçi float servis yerine smaç servis karşılamayı tercih eder. Bu nedenle bu işi hakkıyla yapan oyuncular dışında smaç servise fazla yüklenilmemesi taraftarıyım. Alice Blom da senelerdir bu işi hakkıyla yapan oyunculardan biri. Ligde smaç servis atan diğer oyuncularla karşılaştırıldığında direkt sayı yüzdesi çok yüksek olmasa da hata yüzdesi daha düşük seviyelerde. Fenerbahçe Alice'in bu özelliğinden ligin ilk haftalarında çok ekmek yedi. Setlere hep Hollandalının servisleriyle giriyorlardı hatırlarsanız. Bugün ikinci setin başındaki o performansı İller Bankası'nın direncini kıran en önemli faktör oldu ve Fenerbahçe setin başındaki farkı sürekli açarak gayet rahat bir şekilde seti bitirdi.

Üçüncü sette Jan de Brandt, servislerde ciddi şekilde aksayan Seda yerine Nati'yle başladı. Blom'u oyunda tutmak için de Drickx'in yerine Naz'ı tercih etti. Bu sette de ikinci teknik molaya kadar büyük bir kopuş olmadı ancak Fenerbahçe karşısında oyunun son bölümüne yakın skorla giremezseniz işiniz zor. Hele ki İller Bankası gibi nedense hemen her maçta set sonlarını getirmekte ciddi sıkıntılar yaşayan bir takımsanız işiniz daha da zor. Tüm bu faktörler birleşince yine ilk settekine benzer şekilde 9-2'lik bir seri yakalayan Fenerbahçe maçı da rahat bir şekilde bitirdi.

Yukarıda dediğim gibi İller Bankası oynayabileceği en iyi şekilde oynadı. Servislerde hedefledikleri Seda ve Songül gibi oyuncuları iyi yakaladılar, İpek'in oyunda olduğu bölümlerde 3 metrenin önüne doğru iyi servisler  attılar ama sadece servis atarak böyle bir rakibi yenebilmek mümkün değil. Dikkat edilirse Osmokroviç'in oyunda olduğu hiçbir bölümde servisler ona atılmadı. Aynı şekilde Alice üzerine de zorda kalmadıkça servis atmadılar. İki gün önceki maçta Gökhan Edman'ın Nati'ye manşet antrenmanı verdirdiği garip taktiğini düşünürsek bence İller Bankası dersine gayet iyi çalışmış.

Fenerbahçe'nin savunmadaki performansına direkt etki eden 5 tane oyuncu var. Bunlar önem sırasına göre Nati, Nihan, Çiğdem, Alice ve Naz. Bu 5 oyuncu bir arada olduğu sürece Fenerbahçe'nin savunmadaki dinamizmini kırabilmek çok zor. Nati, Çiğdem ve Naz savunmada nerede duracaklarını çok iyi bilen, oyun zekası yüksek oyuncular. Alice ve Nihan da hırsları ve çabuklukları sayesinde savunmanın direncini yükseltiyorlar. Fenerbahçe bu beşliyi bozduğu her maçta ciddi savunma sıkıntıları yaşadı. Keza Alice, Nati, Nihan üçlüsünün servis karşılamada sağladığı konforu da kaybettikleri anlar oldu. Seda'nın elbette kazanılması gerekiyor fakat bu saatten sonra iyi bir 4 olur mu Seda'dan bilemiyorum. Açıkçası zor görünüyor. Seda'nın sezon başında aldığı kilolar hala daha başına bela. Oyunda olduğu her bölümde Fenerbahçe'yi ciddi şekilde yavaşlatıyor. İpek'in de sadece blok kovalamak dışında savunma performansını da yükseltmesi lazım. Bu konuda önünde Çiğdem gibi bir örnek var. Elbette o fizikle Çiğdem kadar hareketli olmasını bekleyemeyiz fakat iki adım önüne düşen topu bile öylece seyretmesi fizikle geçiştirilecek bir şey değil. Fenerbahçe'de genel olarak bazı oyuncuların fark edilir bir duraklamaya girdiğini düşünüyorum. Bunun en önemli nedeni de maçların hep rahat tempolarda geçmesi ve rakiplerin Fenerbahçe'yi zorlayacak pozisyonlara düşürememeleri.

Ocak ayından itibaren Fenerbahçe asıl sınavını vermeye başlayacak. Ligde rakipler Fenerbahçe'yi artık daha iyi tanıyor. Ben yine şampiyonluğu vereceklerini hiç sanmıyorum fakat lig ilk yarıdaki kadar rahat geçmeyecektir. Bunun yanında asıl kritik viraj Şampiyonlar Ligi olacak. İtalyan takımlarının mevcut durumu çoğu kişiyi yanıltıyor. Bu takımlar direnci yüksek kadrolara sahip. Bugün formsuz olmaları yarın aynı çizgide olacakları anlamına gelmiyor. Şu dönemdeki performansları yüzünden gruplarını alt sıralarda bitirmeleri ve F4'ten önce bir veya daha fazla İtalyan-Türk eşleşmesinin gerçekleşmesi kaçınılmaz görünüyor. İşte hem Fenerbahçe hem de Vakıfbank için belirleyici faktör o maçlardaki performansları olacak. O kritik eşiği kayıpsız atlatamazlarsa bundan önceki performanslarının hiçbir kıymeti kalmıyor ki Şampiyonlar Ligi geçmiş yıllarda benzer performanslarla gelip en olmadık yerde kaybeden takımların hikayeleriyle dolu. O yüzden hep söylediğim şeyi tekrar ediyorum. Fenerbahçe'nin o olmak ya da olmamak maçları gelmeden şöyle sağlam bir yumruk yemesi ve oyuncuların biraz ayaklarının yere basması lazım.

4 yorum:

Tarjeta Amarilla dedi ki...

maci izleyememistim ama sayende izlemis kadar oldum :)

sensiblex dedi ki...

Maç tekrarını izlediğimde Frauke'yle Naz'a maçı bölüştürüyor herhalde koç derken, sonlara doğru sürekli Naz'ın oyunda olmasını çözememiştim.
Buradaki "Üçüncü sette Jan de Brandt, servislerde ciddi şekilde aksayan Seda yerine Nati'yle başladı. Blom'u oyunda tutmak için de Drickx'in yerine Naz'ı tercih etti" yorumun beni aydınlattı.

Şimdi senin söylediğin şekilde sağlam yumruk olarak; en yakında Biala maçı mı, yoksa Eczacıbaşı maçı mı veya yoğun taraftar desteği önünde Dinamo maçı mı ilaç gibi olur bilemedim.

Özgür dedi ki...

Genel olarak yorumlarına katılıyorum. Ama Seda konusunda ben biraz daha ümitliyim. Bence gelişme var. Nikolic'ten çok mu kötü? Daha genç ve gelecek var Seda'da.

Smaç servis konusundaki değerlendirmelerine de sonuna kadar katılıyorum. Smaç servis bir tek zayıf rakipleri çökertmeye yarar bence. Dikkat edin Alice'in servisleri de bir tek zayıf rakiplere karşı bu kadar etkili oluyor. Ben Brandt'ın taktik servisleri daha çok tercih ettiğini ve bu açıdan Çiğdem ve Gamova'nın servislerinin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Belki daha az ace yapıyorlar. Göze daha az hoş geliyor. Ama rakibin oyun kurmasını kesinlikle çok güzel engelliyor. Bu yüzden dikkat edin, bütün maçlarımızda en çok servis atanlar hep Çiğdem ve Gamova oluyor.

Savunma konusundaki yorumların için de eline sağlık. Ne diyeyim. Bence gözden kaçan bir şey var. Bizim takımın en güçlü yanı hücumu değil savunması bence. Smaçörlerimiz çok etkili olabilir ama pasörlerimiz hala takımla iyi anlaşamıyor. Dikkat edin her topu güm diye öldüremediğimiz oluyor. Ama rakibin neredeyse her hücumunu bir şekilde karşılıyoruz. Ya blokla yumuşatıyoruz ya da arka alanda iyi savunma yapıyoruz. Bu da hem oyuncularımızın çevikliğinden hem de bloklarımızın yüksekliğinden ve rakibe hücum edecek çok az açı bırakmamızdan kaynaklanıyor.

box dedi ki...

@Özgür
Seda konusunda ben de alde ile ayni fikirdeyim. Günümüz voleybolunu düşününce Seda Rus takımları hariç hiç bir takımda 4 numara olamaz. Nikoliç Seda'dan hem manşet olarak hem de hücum olarak iyi; ayrıca milli takım olarak düşünürsek Nikoliç'in yanındaki hücum opsiyonları da bizim milli takımımıza göre çok daha kuvvetli.
Buna ek olarak eğer Neslihan Avrupa Şampiyonası ve genel olarak ligdeki çizgisinde oynamaya devam ederse Seda bize çapraz olarak lazım olacak.

@ sensiblex
Frauke ve Naz aşağı yukarı yarı yarıya oynadılar. Naz ikinci setin ortasında oyuna girdi ve devam etti (ilk setteki çok kısa süre oyundaydı.). Bunun 3. sette Nati tercihi ile ilgili olduğunu düşünmüyorum.