11 Aralık 2009 Cuma

Dinamo Moskova 0 Fenerbahçe Acıbadem 3



Türk spor tarihine geçecek efsane maçlardan 10 tane say deseler şüphesiz bu maç da listedeki yerini alırdı. Dinamo gibi ekol olmuş bir takımı kendi sahasında böylesi net bir skorla geçildiğini son dönemde hatırlamıyorum. Dinamo Moskova - Fenerbahçe Acıbadem maçına voleybol kadar Dinamo Moskova oyuncusu Safronova'nın geçtiğimiz hafta antrenmanda rahatsızlanarak komaya girmesi de damgasını vurdu.  Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Maçtan önce en çok merak edilen konulardan birisi Jan de Brandt'ın pasör tercihiydi.  Her ne kadar son maçlardaki tercih Dirickx'e işaret etse de antrenörün Naz'ı sakladığını düşünenler de vardı.  Sonuçta antrenörün tercihi beklenildiği gibi Dirickx oldu.  Bunun Fenerbahçe adına oyuna yansıması da köşe ağırlıklı hücumlar oldu.

Moskova'nın maç başında yakaladığı 5-1'lik avantaj çok uzun süreli olmadı ve hatta Fenerbahçe'nin öne geçtiğini de gördük. Sonrasında ise ibre yine Moskova'ya döndü.  19-13'te Jan de Brandt o ana kadar pek de iyi oynamayan Dirickx'i oyundan alarak Naz'ı sahaya sürdü.  Bunu setten umudu kestiği için mi yoksa Naz'ın seti çevirmesi için mi yaptığını bilemiyorum ama ilki daha mantıklı geliyor. Naz'ın girmesiyle taze kan bulan Fenerbahçe, Seda'nın servisinin de yardımıyla seti ve sonrasında maçı almayı bildi.

Maçtan izlenimlere gelince...

Naz bu Fenerbahçe takımının pasörünün kim olması gerektiği konusunda hem De Brandt'a hem de onu eleştiren herkese çok net mesajlar verdi. Naz'la takım daha çeşitli, izlemesi daha keyifli bir oyun oynuyor.  Eda'nın çok daha iyi kullanıldığı konusunda sanırım herkes hem fikir ama dünkü maç gösterdi ki Naz diğer oyuncuları da daha efektif kullanıyor.

Maçın genelinde gerek Fenerbahçe'nin gerekse Dinamo'nun servisi çok fazla zorlamadığını gördük.  Dinamo'ya karşı sert servis atıldığı zaman neler olabileceğini de ilk sette Seda daha sonra da Eda bize gösterdiler.  Yanında kuvvetli manşetçiler olmadığı sürece Goncharova'nın manşete girmesi büyük risk.  Dinamo da bunun bedelini ağır ödedi.  Safronova'nın eksikliği hissedildi.

Fenerbahçe'de Naz'ın oyuna girmesi ve Seda'nın servisleri maçın dönmesinde büyük rol oynasa da kilit oyuncu Gamova'ydı.  Gamova'nın top öldürmeye başlaması ve ona Eda ve Nati ile yer yer de Seda'nın eşlik etmesi maçı Fenerbahçe'ye getiren etkenlerden birisiydi.  Yalnız ileriki maçlarda Nati'nin hücum anlamında daha çok katkı yapması lazım.  Maçın sonları hariç hücum kısmında çok etkili bir oyun oynadığını söyleyemeyiz. 

Hücum yüzdelerine bakınca iki takım arasında pek bir fark yok aslında ama esas farkı hatalarda görüyoruz.  Pek çok istatistiğin denk olduğu bu maçta aynı şeyi hatalar için soyleyemiyoruz.  Fenerbahçe'nin 14 hatasına karşılık Dinamo'nun 34 hatasını görüyoruz ki bu da neredeyse bir buçuk set demek.  Ayrıca sanırım Dinamo'nun sadece 3 blokla bitirdiği başka bir maç bulmak da kolay olmaz.

Dinamo'nun sıkıntılarını bu maçta net olarak gördük diyebiliriz.  Takımın manşetçilerine bakıldığı zaman bu oyuncuların pek de istikrarlı olmadığını görüyoruz.  Kötü manşetten dolayı eline düzgün top gelmeyen Oksana da manşet iyi geldiği zaman bile bocalıyor zaman zaman.  Takımla ve oynattığı, oynadığı oyunla pek mutlu görünmüyor.  Böyle giderse pasörlüğü unutacak. Özellikle Gioli ile ciddi uyum sorunları yaşıyor.  Gioli demişken onunla devam etmekte de fayda var.  Milli takımıyla oynarken bizi kendine hayran bırakan Gioli'yi göremiyoruz Dinamo Moskova'da.  Pasör farkı ve faktörü yadsınmamakla birlikte Gioli'nin iyi gelen toplara bile etkili hücum edemediğini, blokta ise hemen hemen hiç faktör olmadığını gördük.  Belli standartta ve sayıda top almayınca oyun konsantrasyonunu kaybeden, oyundan düşen bir oyuncu görüntüsü verdi. Bazı turnuvalarda Gioli'nin niye MVP olmadığı konuşulmuştu.  Bu maç aslında niye olmaması gerektiğinin göstergesi.  MVP olmayı hak edecek istikrara ve komple oyuna sahip değil. Tabi Villa Cortese söylentileri de günden güne ciddileştiği bir ortamda artık gitmek için şafak sayan teskereci askerlere benziyor.

Fenerbahçe cephesinde maçın başı dışında her şey istendiği gibi gitti. Bu seviyede takımların kazanması gereken en önemli özelliğin maç içi krizleri atlatabilmek olduğunu daha önce söylemiştim. Fenerbahçe Naz'ın da etkisiyle bu kriz anlarından maçı çevirmeyi başardı. Moskova'nın en büyük zaafları olan servise karşı manşet ve defans problemlerini istikrarlı servis atarak kendi lehine çevirdi. Aslında yukarıda dediğim gibi son set dışında serviste çok riske girilmedi. Bunun nedeninin rakibi tartmak olduğunu düşünüyorum. Zaten 3. setteki skor da ilk iki setin rahatlığıyla serviste riske girilmesiyle ortaya çıktı. Blom'un eksikliğine rağmen savunmada performans geçer düzeydeydi. Yine son sette Fenerbahçe'nin inatçı savunması karşısında top öldüremeyen Dinamolu oyuncular maçtan da tamamen ümidi kestiler. Bu arada maç sonunda Fenerbahçeli oyuncular çılgınca sevinmeye hazırlanırken Gamova'nın maçın özel durumunu hatırlatarak arkadaşlarından sevinç gösterilerini abartmamalarını istemesi de gözden kaçırılmaması gereken güzel bir ayrıntı.

Her ne kadar bu yılın hedefinin Avrupa'da şampiyonluk olmaması gerektiğini düşünsem de rakiplere bakınca bunun bu yıl belki de mümkün olabileceğini söylemek mümkün.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yorumlarının büyük çoğunluğuna katılıyorum. 10 efsane maç dışında...

Tamam kabul Moskova ekol ıolmuş büyük bir takım , hatta bana göre dünyanın Francia ile birlikte 1 numaralı hücum gücüne sahipler (goncharova)artı olarak dünyanın en iyi ortalarından Gioli'ye. Fakat ne kadar iyi hücum güclerine sahip olursan ol topu oyunda sağlıklı bir şekilde tutamazsan o hücum güçleri bir noktadan sonra sana yük olur. Safranova hücum açısından pek efektif bir oyuncu değil ama bu takımı sistemin işlemesi açısından ayakta tutan bir oyuncuydu. Şanssız durumu FBA için büyük avantaj oldu. Naz konusunda düşüncelerimi biliyorsun , bu düşüncelerin statik olduğunuda , fakat Naz'ın dünkü oyunu benide etkiledi inşallah bu performansı istikrarlı olarak devam eder. Naz için düşüncelerim hernekadar statik desemde gözlerimin bana verdiği mesajı almayacak kadarda kör değilim. Seda ile birlikte maçta belirleyici rol oynadılar. Çiğdem ise belki bir Gioli değil ama Bergamo için Arrighetti ne ise bizim içinde Çiğdem o. Bu maçta seninde bloga koymuş olduğun videoda başaktördü ki o savunması maçın kilit anlarındandı. Diikat edersen o dakikadan sonras Moskova dağılıp gitti.

Bilmiyorum benle aynı fikirdemisin ama FBA için bir çekincem var ;

Oda henüz Osmo gibi sağlam manşetli 4 numaralardan kurulu bir takımla henüz karşılaşmadık. Mesela Bergamo ;

Picci ve Del Core...

Hücum olarak bazen aksasalarda manşet ve savunma anlamında istikrarlı oyuncular. Generl manşet istatistikleri Nati kadar göz alıcı değil ama can alıcı önemli maçlarda hata oranları minimum bu ikilinin. Özellikle Del Core müthiş bir oyuncu. 2008 de Perugia nın CL şampiyonluğunda belirleyici rollerden birine sahpti keza 2009 da Bergamoda da sırıtmadı. Voleybolda sistemi var eden ve sistemin var ettği oyuncular vardır. Sistemi var eden oyuncuların başında Del Core , Nati gibi oyuncular önemli yer tutar. Görüyoruz Jagueline gibi bir oyuncuyu katbetmek Scavolini PU takımı ne hale getirmiş. Manşetlerde çok aksayan bir takım halini almışlar.

Herneyse tanımım şu ki , Bergamo gibi iyi manşetcilere sahip bir takımı iyi servislerle kolay kolay yıkamayacağımızı düşünüyorum daha ekstra işler yapmalıyız. Bu arada Bergamo teknik heyeti nasıl bir antrenman yüklemesi yapıyorsa takım performansları F4 zamanlarında müthiş düzeylere ulaşıyor.

Şahsen FBA nın CL şampiyonluğuna çok gerçekçi bakmıyorum. Bunun ana sebebide Bergamo. Fakat takım şuan öyle bir durumda ilerliyorki neden CL şampiyonluğu olmasın dedirtiyor ?

Lars Louchek

fatih dedi ki...

bergamo gibi takımlarla karşılaşmadan kesin bir şey söylenemez demek bence karamsarlık sonuçta bu takım bergamo'yla zaten karşılaşırsa final four'da karşılaşacak büyük ihtimalle.