2 Mayıs 2010 Pazar

Fenerbahçe Acıbadem 3 Vakıfbank Güneş Sigorta TT 2

Yarı hazırlık yarı angarya niteliğindeki maçlarını bitiren ligin iki ağır ablası nihayet final serisinde açılışı yaptılar. Türkiye Kupası'nda olduğu gibi yine bir takımın kaçıp diğerinin kovaladığı bir maç izledik. Bu kez kaçan Vakıfbank, kovalayan Fenerbahçe'ydi.

Türkiye Kupası finalinden sonra Vakıfbank'ın Fenerbahçe'ye karşı finalde çok ciddi sorunlar yaşatacağını ve Fenerbahçe'nin normal oyun sistemiyle devam ettiği takdirde büyük sürprizler olabileceğini belirtmiştim. Fenerbahçe'de aylardır süregelen monoton bir oyun stili olduğundan bahsediyoruz sürekli. Artık herkesin ezberlediği birbirinin aynı setler, seyir açısından da oldukça sıkıcı ve rakipler için tahmin edilebilirliği kolay bir şablonla oynuyorlar. Fenerbahçe'de hücumun ağırlık noktası Gamova ve Osmokroviç ekseninde dönüyor. Takımın zaten süregelen bir manşet zaafı da var. Böyle olunca dersine iyi çalışan takımların Fenerbahçe'yi çözmesi pek zor değil ancak ligdeki takımların kadro çapları ne kadar rakibi çözseler de uygulamaya geçişte istenen sonuçları vermiyor.

Vakıfbank kupa finalinde belli ettiği gibi Fenerbahçe'ye karşı bu maç özelinde de çok iyi hazırlanmış. Manşetlerde çok büyük sıkıntıları olan, diğer noktalarda birbirlerini hemen hemen nötrleyen iki takımın maçında serviste seriyi tutturanın büyük avantaj yakalayacağı aşikardı. Başa baş başlayan ilk sette Vakıfbank'ın ilk teknik moladan sonra tutturduğu istikrarlı ve hedefini bulan servisler burada sürekli S.O.S. veren Fenerbahçe'yi tam anlamıyla dağıtıverdi. Çok kötü bir gününde olan Osmokroviç'in manşette bu kadar sırıttığı bir maç ben hatırlamıyorum bu sezon. Servis karşılamada dibe vuran ve doğru dürüst oyun kuramayan Fenerbahçe'de ayrıca standartların çok altında bir servis performansı gördük bu bölümde. Normal şartlarda Nikolic üzerine yoğunlaşmaları gerekirken bir türlü nokta atışı yapamadılar. Nikolic'i bulduklarında da servislerin çok etkisiz kaldığını belirtmek gerek. Manşet getiremeyen, haliyle oyun kuramayan, servislerden de randıman alamayan takım oyunun kontrolünü tamamen kaybederken, hücumda da işler şansa kaldı. 

Vakıfbank'ın ilk sette hücum anlamındaki ana planı da çok net bir şekilde görüldü. Dirickx üzerinden oynamak. Dirickx'in blok zaafiyeti o kadar net ki bunu aylardır yazıyoruz, o yüzden Guidetti'nin bu planı da çok şaşırtıcı değil. Öyle ki Nikolic servis karşılıyor  Neslihan'a top atılabilecekken pasör 4'te yine Nikolic'i buluyor. Bu şekilde ilk iki set sadece Nikolic yarım düzineden fazla karbon kopya gibi sayı çıkardı Dirickx madeninden. İşin ilginç yanı Vakıfbank ilk sette net bloklardan tek bir sayı bile almadı zira Fenerbahçe hücumda o kadar kendini bilmez bir haldeydi ki bloklara ihtiyaç bile kalmadı.

 İlk set sona erdiğinde Fenerbahçe 25-13'lük skorla bu sezonun en kötü setini çıkarmıştı. Oyun olarak da ortada ne yaptığı belli olmayan, herhangi bir düzenden söz edemeyeceğimiz bir takım vardı.

İkinci set de aşağı yukarı ilk setin kopyası gibiydi. Her ne kadar oyun dengede gözükse de istediği farkı yakalayan Vakıfbank rakibinin yaklaşmasına çok izin vermeden, aynı akıllı oyunuyla seti güle oynaya bitirdi. 

Fenerbahçe'de Osmokroviç üzerine kurulan setler o kadar kendini belli ediyor ki Vakıfbank'ın yüksek blokları ve savunmada önceden çalışıldığı her halinden belli bilinçli kademeleri karşısında Nati 20/5 gibi kendi standartlarının çok altında bir hücum performansı gösterdi o ana dek. Fenerbahçe'de bir diğer silah Gamova da bugünkü kaostan payını aldı. O da 3. setin ortalarındaki değişikliklere kadar 24/11 gibi alışık olmadığımız bir yüzdeyle hücum etti. Diğer oyuncular zaten doğru dürüst top almadığından Fenerbahçe açısından sahadaki mevcut kadroda maçı döndürecek hiçbir seçenek kalmadı. Hep söylediğimiz gibi Fenerbahçe takım oyunuyla değil o gün için öne çıkan bir veya iki oyuncunun bireysel performanslarıyla sonuca gidiyor tezimiz için bu ilk iki set çok net bir örnek teşkil ediyor. Nati veya Gamova üzerinden işleyen hücum bu iki oyuncunun aynı anda oyundan düşmesiyle tüm takımın fişini çekiverdi.

Üçüncü set başladığında herkes gibi ben de Fenerbahçe açısından bir geri dönüş beklerken takım tam tersine iyice oyundan düşüverdi. Jan çözümü bloğu yükseltmede bulmuş olacak ki ikinci sette oyuna aldığı İpek'le sete başladı ancak Fenerbahçe'de çözülmesi gereken tek sorun bloklar değildi. Servis karşılama, savunma, hücum kısacası her anlamda oyundan düşmüş takımda vasat denebilecek tek nokta belki nispeten iyi görünen bloklardı ancak net bloklar iyi gözükmesine karşın Fenerbahçe bloktan top yansıtmakta büyük sorunlar yaşadı. Bloksuz veya tekli blokta vurulan toplar savunmanın tüm direncini de kırdı.

Set 10-4 olduğu sırada Jan de Brandt aylar sonra antrenör olduğunu hatırladı ve oyunu izlemektense takıma müdahale etmeye karar verdi nihayet. Lakin bu müdahale maçı kurtarmak için miydi orası tartışılır. Bu değişiklikler olduğu sırada ne benchte ne de sahadaki Fenerli oyuncular içerisinde bu maçı hala kazanabiliriz ifadesini suratlarda görebilmek pek de mümkün değildi. 

Jan'ın bu anda yaptığı Dirickx-Naz, Seda-Blom değişiklikleri Fenerbahçe'yi bir anda sezon başındaki  şablonuna geri döndürdü. Blom'un girmesi manşet ve savunmada Nati ve Nihan'ı rahatlattığı için ekstra bir doping işlevi gördü. Manşetleri biraz düzelten, savunmasını toparlayan Fenerbahçe'de Naz'ın varlığı daha dengeli top dağılımı ve rakibi şaşırtacak kombinasyonlara müsait setler getirirken, maç başından beri Dirickx üzerinden bol bol sayı çıkaran Nikolic'in önünü de tıkamış oldu. Bu noktada 11-4 gibi bir skordan geri dönmek gerçekten kolay kolay gerçekleşecek bir durum değil fakat Fenerbahçe'nin sahadaki bu altısının oyun direncini kırmak çok zor. Zira bu altı hem savunma hem hücumda ülkedeki en optimal takım hali hazırda. Dolayısıyla her türlü skordan geri dönmeyi başarabiliyorlar.

Üçüncü setteki mucizevi dönüş sonrası Guidetti dördüncü seti vermemek için elinden gelen tüm hamleleri yaptı ancak Fenerbahçe'nin minimum arızayla oynayan mevcut altısını bozabilecek opsiyonlar  elinde olmadığı için rakibini sıkıştırsa da setin elden gitmesine engel olamadı.

Son setse tam anlamıyla rollerin değiştiği bir set oldu. Fenerbahçe'de özellikle Gamova'nın servis serileri Vakıfbank'ın zaten en ufak bir sallantıda yıkılmaya müsait manşetlerini tarumar ediverdi. Günün en iyilerinden Nikolic'in de oyundan düşmesiyle Vakıfbank bu sefer ilk iki setteki Fenerbahçe gibi oynamaya başladı. Saha değişiminden itibaren açılan fark bir daha kapanmadı ve Fenerbahçe son derece kritik bu maçtan 3-2'lik skorla galip ayrılmayı başardı.

Maçın kahramanları hiç şüphesiz Fenerbahçe adına sonradan oyuna giren Naz ve Blom ikilisiydi. Bu blogda defalarca yazdığım gibi bu iki oyuncu özellikle böyle yüksek seviye maçlarda Fenerbahçe'yi bir takım hüviyetine sokan en önemli parçalar arasındalar. Blom'un servis karşılama ve savunmada üstlendiği roller Nati ve Nihan gibi Blom olmadığında takımın tüm hamallığını üstlenen iki oyuncuyu da müthiş rahatlatıyor.

Naz'ın bugün 3. sette oyuna girdiği andan sonra oluşturduğu fark da çok net. O ana dek 20/5 le hücum eden Osmokroviç bu andan sonra 16/10'la hücum etmiş. Gamova  24/11 den 20/13 e çıkmış. Blom içinse hücumda söylenecek pek bir şey yok. %62'yle hücum ettiği maç sayısı kariyerinde nadirdir herhalde hem de böylesine güçlü bir rakibe karşı. Jan takımının eğer sezon başındaki gibi savunmada sert ve diri kalmasını, manşetlerde minimum ölçüde sırıtmasını ve hücumda da dengeli şekilde oynamasını istiyorsa bu altıyı bozmamalı. Bunun dışındaki her türlü kadro dizilişi Fenerbahçe açısından risktir.

Fenerbahçe Acıbadem sezon sonunda büyük bir şok yaşamak istemiyorsa bu seride işi çok ciddi tutmalı. Karşısında oyun ne kadar negatif yöne dönerse dönsün rahatlıkla tolere edebileceği klasik rakipler yok. Her türlü zaafına karşı çalışılmış taktiklerle saldıran bir Vakıfbank var. Oyuncu kalitesi Fenerbahçe'nin ligdeki diğer rakipleriyle karşılaştırılamayacak kadar yüksek. Böylesi bir ortamda Fenerbahçe'nin 3. setin ortalarına kadar klasik şablonunun dışına çıkmaması anlaşılır gibi değil. Eğer 3. setin ortasındaki o değişiklikler olmasaydı Fenerbahçe değil maçı çevirmek, setin sonunda çift haneli rakamları bile göremezdi büyük ihtimalle. Rakip sizin en ufak açığınızdan bile yararlanmaya çalışırken yapılabilecek en mantıklı iş kalkanları kaldırıp, kılıçları çekmektir. Fenerbahçe bugün çok erken yapması gereken bu hamleleri neredeyse silah zoruyla, uçurumun kenarına geldiğinde ancak yaptı. Jan bu değişikliklerle maçı kurtarsa da antrenörlük açısından bakıldığında bugün sınıfta kalmıştır. O hamlelerin çok daha erken gelmesi gerekiyordu.

Vakıfbank, bugün Fenerbahçe'yi yenebilmek için ne yapması gerekiyorsa yaptı. Guidetti bu sezon 4 kez karşılaştığı rakibini gerçekten net bir şekilde çözmüş ancak Fenerbahçe'nin B planları devreye girince Vakıfbank'ın bunlara verebileceği bir cevap yok mevcut kadrosunda. Neslihan'ın smaç servisi bırakıp taktik servislere yönelmesi onun servis etkinliğini çok daha yukarılara çekti. Bugün hücumda ortalamanın çok altında top alması biraz tartışılabilir fakat burada Guidetti'nin hücumda Nikolic'i Dirickx'in blok zaafları üzerine yönlendirmesinin de payı büyük.  Nikolic'i de bugün servisten iyi sakladılar diyebiliriz. Gerçi Fenerbahçe mi Nikolic'i bulamadı yoksa Vakıfbank mı iyi sakladı o kısmı da yoruma açık.

Maçla ilgili bir diğer ayrıntı da iki takım oyuncularının file önünde birbirlerine bol bol laf atmaları oldu. Ayrıca Gamova ve İpek arasında kısa süreli bir gerginlik olduğunu ve araya diğer oyuncuların girdiğini de belirtmeliyim. Açıkçası böyle tansiyonu yüksek maçlar (olaylar ciddi boyutlara ulaşmadığı sürece) bana keyif veriyor yalan yok :) 

Son bir not Seda için söylemek istiyorum. Galatasaray maçlarında hasta olduğu halde oynatıldığı söylenen Seda bugün belki de en şanssız oyuncuydu. Sakatlığının üstüne zaten pozisyon değişimi yüzünden performansında yaşadığı dalgalanmaların ardından sezonun en kötü maçlarından birini çıkardı. Umuyorum Seda kendisi için sezon sonunda en doğru kararı verir.

Final serisinin ilk maçı sezon geneline bakıldığında son derece çekişmeli ve heyecanlı bir başlangıç oldu diyebiliriz. Vakıfbank tüm kozlarını ilk maçta oynamış ve rakibinden de ilk tepkilerini almış görünüyor. Serinin bundan sonrasında kupanın kime gideceğini Fenerbahçe'nin yapacağı veya yapmayacağı hamleler belirleyecektir bana göre. 

Hiç yorum yok: