10 Mayıs 2011 Salı

Seride erken sona doğru: Fenerbahçe 3 Vakıfbank 0



Son 1.5 yıldaki 14. Fenerbahçe-Vakıfbank randevusu Ze Roberto’nun pek de beklenmeyen kadro açılımıyla daha başlamadan ilk sürprizini yaptı. Seda’nın yine nükseden sakatlık problemiyle birlikte Fürst’e tribün yolu gözükürken Kasia aylar sonra ilk defa önemli bir maçta kendini ilk altıda buluverdi. Sezon daha yarılanmadan ilk altıdan kesik yiyen Nihan da uzun bir aradan sonra libero olarak kadrodaydı. İpek de yanılmıyorsam bu sezon ilk defa ciddi bir maçta ilk altıda boy gösterdi.

İlk altının yarısını değiştiren Ze Roberto’nun aksine Guidetti yine her zamanki takımıyla maça başladı. Açıkçası serinin tam ortasında böylesine radikal bir değişiklik çok da tercih edilecek bir şey değil özellikle de iplerin sizin elinize geçtiği ve karşı tarafın hamle yapmasının beklendiği bir anda ancak Ze’nin maç sonu açıklamasından da anlaşıldığı kadarıyla en azından Songül-Nihan dışındaki değişiklikler tercihten çok bir zorunluluk olmuş.

Fenerbahçe maça yine gergin girer gibi gözüktü. Özellikle Naz’ın bu ilk bölümde Sokolova’yı oyundan düşüren kötü oyunu vardı. Ancak bu gergin girişe rağmen Fenerbahçe çok çabuk toparlanırken Vakıfbank hala Cuma gününde kalmış gibiydi. İlk maça oranla çok daha istikrarlı servisler atan sarı-lacivertlilere karşın Vakıfbank’ın manşetleri çok fazla bozulmadı belki fakat yüksek yüzdeli servis karşılamaya rağmen Vakıf’ın bugün hiç gününde olmayan pasörleri hücumda bir türlü ritm tutturamamalarının ana nedeniydi. Tam tersine berbat servis karşılayan Fenerbahçe’deyse Kasia’nın oynayacağı tutunca Vakıf’ın savunması da bir yere kadar dayanabildi. Fenerbahçe set sonunu minimum hatayla bitirerek 1-0 öne geçti.

İkinci set de Fenerbahçe’nin sıfır gerginlikle başlaması dışında ilk setin karbon kopyası gibiydi. Fener iyi servis atıyor, Vakıfbank da iyi servis karşılıyordu ama Vakıfbank bir türlü hücumda dengeyi kuramadı. Guidetti’nin pasör değişiklikleri de durumu kurtaramadı. Kötü manşete rağmen blok ve savunması iyice oturan Fenerbahçe karşısında git gide oyun karakterinin dışına çıkan Vakıfbank’ta Gözde’nin sakatlığıyla maç iyice çevirilemez noktaya kaymaya başladı.

Maçın son seti için de yine aynı şeyleri yazacağım. Fenerbahçe kötü manşetlerini servis, blok, savunma ve hücumdaki performansıyla tolere ederken, Vakıfbank setin hiçbir bölümünde geri dönebilecek bir izlenim veremedi. Bu sezon başındaki Süper Kupa maçı hariç hiçbir maçta bu takımı bu kadar tepkisiz görmedim diyebilirim. Guidetti bile bir yerden sonra artık maçı falan bıraktı. Fenerbahçe de savunma ve blok konsantrasyonunu hiç düşürmeden güle oynaya seride 2-0’ı yakaladı.

Maçın geneli itibariyle Vakıfbank belirttiğim gibi bu sezonun en tuhaf performanslarından birini gösterdi. Oyunun tamamı Fenerbahçe’nin kontrolünde geçerken Vakıfbank ancak Fenerbahçe izin verdiği kadar rakibine yaklaşabildi. Fenerbahçe de hiçbir zaman Vakıf’ın bir seri tutturmasına ve havaya girmesine izin vermeden maçın direksiyonunda kaldı.

Fenerbahçe’nin yine lise takımı seviyesinde servis karşıladığı bir günde oyuna kötü girmesine rağmen çabuk toparlanan Naz’ın performansı dikkat çekici. Sağdan soldan çevirmekle uğraştığı topları bir şekilde hücum opsiyonuna çevirmeyi başardığı gibi arka alandaki savunmasıyla da bugün çok kritik toplar çıkardı. Tabi burada Kasia’dan da bahsetmek gerekiyor. Ortası olmayan Polonyalı bugün zirve performanslarından birine imza attı ve aksi olsa hem Ze Roberto hem de kendisi açısından çok büyük eleştiriler alacağı bir maçı MVP lik bir performansla bitirdi. Diğer iki smaçörün hücumda pek ortada gözükmemesi bu performansı daha da değerli kılıyor haliyle. Maça iyi konsantre olmuş Eda ve İpek’in de aldıkları toplardaki yüksek yüzdeleri hücumda hayalet gibi gezen Nati ve Sokolova’ya pek ihtiyaç duyulmamasında en önemli etkenlerdi. Bu iki oyuncu manşet ve hücumda sırıtsalar bile savunma performansları takımın geneli gibi gayet iyiydi. Bir türlü çabuk setler kuramayan Vakıfbank’a karşı İpek ve Eda bu sezonun en efektif maçlarını çıkardılar. Artık liberoluğu unuttuğunu düşünmeye başladığım Nihan manşetlerde yine bildiğimiz Nihan’dı hatta belki de daha kötü ancak Songül’ün bir türlü beceremediği savunma aksiyonlarında her topa atlayarak alıştığımız performansını ve farkını ortaya koydu. İlk maçtaki gibi üçlü blokların yanına çok iyi bir arka alan savunması da eklenince Fenerbahçe için sezonun en rahat galibiyetlerinden biri geldi. 

Vakıfbank cephesi hala daha ilk maçın şokundan çıkamamış sanırım. Kaybedilmesi durumunda telafisi çok zor bir maçta bir türlü oyuna ortak olamadılar. Fenerbahçe’nin çok iyi servisleri karşısında manşet ve savunmada çökmediler belki ama oyunun diğer alanlarında hep bir iki adım geride kaldılar. Pasörler felaket bir günlerindeydiler. Hakemin çaldıklarının yanında bir o kadar da çalmadığı hatalı pas çıktı Nilay-Özge ikilisinden. Gayet iyi manşet getiren bir takımda temiz çıkardıkları toplarda da tercihleri iyi değildi. Önceki maçın tie break setinde çok iyi gelen manşetlere rağmen kaybettikleri senaryoya benzer şekilde bir maç çıkardılar. Sene başından beri her şartta hücum eden ikiz kuleler de maç ilerledikçe fişi çekmek zorunda kaldılar. Özellikle Nikoliç hemen her tur karşısına dikilen Eda-Naz bloğuna karşı bir yere kadar dayanabildi. Eczacı serisinde kritik işler yapan Bahar’ın final serisindeki tutukluğu da işleri gittikçe zorlaştırıyor. Takımın genelinin aksine final serisinde aynı standardıyla devam eden tek isimse Gizem. Bugün savunması bir yana manşet yüzdeleriyle oha dedirtti.

Vakıfbank’ın buradan seriyi çevirmesi için artık kendilerinden çok Fenerbahçe’nin anormal şeyler yapması gerekiyor. Maçlar arası süre de azaldıkça yorgunluk Fenerbahçe’ye göre çok daha vurucu bir etki yapacaktır Vakıfbank’a. Gözde’nin de muhtemelen sezonu kapattığını düşünürsek şampiyonluk onlar için Kaf Dağının ardında gibi bir hal aldı. Bundan önceki maçlara tam bir sinir stres topu gibi çıkan Fenerbahçeli oyuncular da çok daha rahatlamış durumdalar. Çarşamba günü moral ve motivasyonu maksimuma ulaşmış Fenerbahçe rakibinin ayağa kalkmasına izin vermeden son darbeyi vurmak isteyecektir. Vakıfbank için olmak ya da olmamak maçında işleri gerçekten zor. Bu sezon inatçılığıyla nam salan takımın bütün enerjisi ilk maçın kaybedilmesiyle bitmiş gibi. Guidetti’nin sürebileceği koz da kalmamış durumda. Yapabileceği tüm hamleleri yaptığı gibi önemli bir taşını da kaybetti. Şahsen tuhaf işler olmazsa bu seri Çarşamba günü noktalanacaktır diye tahmin ediyorum.

Bu arada maç raporunda Vakıfbank'ın ilk iki sete servis atarak girdiği görünüyor ancak maça servis atarak başlayan taraf Fenerbahçe'ydi. Bunu da belirterek yazıyı noktalayalım.

Hiç yorum yok: