25 Mart 2010 Perşembe

Twitter Adresi


Twitter hesabını açalı baya oluyor ama daha hiç kullanmamıştım. Bloğu çok aktif kullandığım söylenemez şu aralar ancak Twitter'da durum biraz daha farklı olacak sanırım. Uzun uzun yazmaya gerek olmayan konularda daha pratik dolayısıyla blogdan daha güncel olabilir. Zaman gösterecek artık. Takip etmek isteyenler http://twitter.com/attack_line adresini kullanabilir.

24 Mart 2010 Çarşamba

Neşve Büyükbayram Röportajı



Emre Yazıcıol bloğunda Eczacıbaşı Zentiva'nın genç yıldızıyla yaptığı uzun ve detaylı bir röportaj yayınlamış. Yaklaşık 3 haftalık bir röportaj ancak ben daha yeni gördüm. Okumak isteyenler buradan ilgili linke ulaşabilirler.

21 Mart 2010 Pazar

Challenge Cup ve giden hayaller...


Galatasaray, tek bir yabancısı bile olmayan ama senelerdir bir arada oynamanın avantajını oyunun her anında kullanan Asterix'e 3-2 kaybederek çok önemli bir fırsatı kaçırmış oldu. Belçika a takımlar seviyesinde pek bir numarası olmasa da son dönemde altyapılarda çok ciddi bir yapılanma içerisinde. Bunun da en bariz örneklerinden biriydi Asterix takımı. Evet Challenge Cup çok fazla prestiji olan bir kupa değil ancak ne olursa olsun bu noktaya geldikten sonra, böylesine genç ve bütçe olarak bizim hayli gerimizde olan bir takıma elenmek üzücü. Burada alınacak bir kupa camianın dikkatini çekebilir ve belki de önümüzdeki yıllar için kulüp yönetimini daha farklı bir motivasyonla daha iyi yatırımlara sevk edebilirdi. 

Maç aslında Galatasaray'ın sezonun başından beri yaşadığı kronik sorunların bir özeti gibiydi. Manşet zaafı, blokların yerleşememesi, hücumda Ivana dışında sorumluluk alan oyuncu olmaması ve tabi ki bir seti diğerine uymayan takımın genel karakteri. Bunları bloğu açtığım günden beri yazıyorum. Çoğu insanın sandığının aksine Galatasaray geçen yılki kadronun üzerine bir basamak yukarı çıkmış değil. Ligdeki diğer takımların geriye gitmesi Galatasaray'ı sanki geçen yıldan daha iyiymiş gibi gösteriyor. Şu an ligde 4.lüğü garantilemiş olmalarının nedeni de bu aslında. Telekom'un çekildiği, Eczacıbaşı, Beşiktaş, Ereğli, Karşıyaka gibi takımların geçen yıla göre çok düşük performansta kaldığı bu ortam Galatasaray'ı 8.'likten 4.'lüğe taşıdı. Yoksa Galatasaray kendini yukarı çekmiş değil.

Galatasaray'ın futbol dışındaki diğer branşlarda da yaptığı çok kritik bir idari hatası var: Her yıl yeni baştan takım kurmak. Bu yıl da voleybolda aynı mantık güdüldü. Biraz da ezeli rakip Fenerbahçe'nin transferlerinin gazıyla diyeyim, neredeyse bütün takımı baştan değiştirdiler. Halbuki geçen yılki takımın sil baştana gereksinimi yoktu. Bunun yerine üç-dört nokta transferle iyi bir takım kurulabilir daha da önemlisi bir kadro istikrarı sağlanabilirdi. Fakat geçen yıl sanki çok kötü bir sezon geçirilmiş gibi yepyeni bir takım kuruldu. Transferlere baktığınız zaman ileriye dönük bir hamle de görmek mümkün değil. Geçen yıl daha genç ve tecrübesiz bir takımla sürpriz bir şekilde play-off yarı finali yapıldı. Bu yıl daha tecrübeli ve pahalı bir takımla da bunun ötesine geçilemeyeceği şimdiden belli. 

Peki Galatasaray yönetimi bunun farkında mı? En önemli sorun burada. Galatasaray'ın mevcut kadrosu kurulurken büyük yanlışlar yapıldı. Bir kere Valeska ve Deniz yanlarında da Ayça gibi çok üst düzey olmayan bir liberoyla manşet zaafı yaşamamanız mucize olur. Bunu bu yıl defalarca gördük. Bu oyuncuların kariyerleri belli. Yav biz bu kadar iyi bir kadro kurduk nasıl böyle oldu diyen varsa gerçekten voleyboldan anlamıyordur. Galatasaray'ın bir diğer sorunu da hücumda top öldürememek. Smaçörünüzün manşeti kötü olur ama hücumda sorumluluk alır. İşte bu kadroda böyle bir durum da yok. Her iki smaçör de hücum yönünden vasat isimler. Öyle olunca bütün olay Ivana'ya kalıyor ve Ivana'nın da en büyük rahatsızlığı top öldüremediği zaman kendini iyice salması. Bunu aylar önce bir yazımda yazmış ve Ivana'nın alternatifsizliği Galatasaray'ı çok kötü yakacak demiştim. O da sezonun en kritik maçına denk geldi. Bir oyuncuya hücumda bu kadar çok yük bindirirseniz elbette ki bir yerden sonra kayış kopacak. 

Önümüzdeki sezon Galatasaray'ın voleybol yatırımı ne seviyede olur bilmiyorum. Kulüple çok içli dışlı değilim fakat yine sil baştan bir kadro kurulursa hele ki bu sezonki gibi dengesiz bir şekilde kurulursa sonuç yine hüsran olur. Yapılması gereken şey önce takımdaki arızalı yerleri iyi belirleyip buna göre taşları yerine oturtmak olmalı. Galatasaray yönetimiyse her yıl temeli kurmadan yeni kat çıkmaya kalkıyor. Önümüzdeki yıl için manşeti iyi bir smaçör mutlaka şart. Liberonun değişmesi de bir diğer gereksinim. Yönetim tüm takımı yenilemek yerine temel taşları elinde tutar, iki tane nokta transfer yapar ve daha önce yazdığım gibi Dilara'yı takıma kazandırmayı başarırsa önümüzdeki yıl çok daha iyi bir takım izleriz. Bu demek değil ki Galatasaray şampiyon olacak, kupaları toplayacak. Başarı hiçbir zaman birdenbire gelmez hele karşında hem bütçe hem kadro olarak çok iyi ve oturmuş takımlar varken. Bu rakipleri geçmek kolay değil elbette fakat en azından evet Galatasaray ciddi ciddi bir şeyler yapıyor, her yıl bir seviye yukarı çıkıyor, bir karakter oluşturuyor diyebiliriz. Ve bunu ligdeki diğer takımların durumundan bağımsız olarak söyleyebiliriz. Bugün elimizde olan tek bir gerçek var. Galatasaray takım olarak geçen yıldan daha kötü ve ligde de diğer takımların kötü olmasının ekmeğini yiyor. Umuyorum önümüzdeki yıl çok daha istikrarlı bir takım izleriz.

19 Mart 2010 Cuma

Dilara Bilge



Galatasaray'da Deniz Hakyemez'in sakatlığı sonrası tartışmalar manşet gücünün düştüğü ekseninde seyrediyor ancak pek konuşulmayan bir konu var ki o da Deniz'in yerine forma şansı bulan Dilara Bilge'nin Galatasaray'ın hücum gücüne ciddi bir alternatif getirdiğidir. Galatasaray takım olarak Deniz Hakyemez varken de zaten manşet zaafı yaşıyordu yani sakatlıktan dönse bile manşet konusunda takıma vites attıracak değil. Dilara  fiziksel özellikleri bakımından çapraz oynamaya gayet müsait bir oyuncu. Manşet sorunu 4 numarada oynaması halinde onu servislerde zayıf halka konumuna sokuyor elbette. Çaprazdan devşirilen tüm 4 numaraların ortak sorunu budur. Bu noktada Galatasaray'ın manşeti Dilara'dan daha iyi olan Ivana'yı 4'e çekip Dilara'yı çapraz oynatması bence mutlaka denenmesi gereken bir seçenek olmalı. Sezon başından bu yana yazdığım gibi Ivana dışında skor alternatifi sıkıntısı çeken Galatasaray'da hücuma Deniz'den çok daha fazla katkı yapacağı bir gerçek. Galatasaray sezonun bundan sonraki kısmında Dilara'yı daha çok kullanarak herhangi bir şey kaybetmez. Bu takımın Play-Off'ta final oynaması bile çok zor. Kalan yaklaşık 10 maçlık periyotta Dilara'yı kazanmaya çalışmaları çok daha önemli bir adım olur. Bundan 5 yıl önce Fenerbahçe de Seda'yı kazanmak adına 2-3 sezonu gözden çıkarmıştı. Dilara da neden Galatasaray'ın Seda'sı olmasın ki?